Direnme kararlarının hukuksal niteliklerinin doğal sonucu ve gereği olarak, Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun yapacağı inceleme ve değerlendirme sırasında gözeteceği temel unsurlardan birini direnme gerekçesi oluşturacağından, özel olarak bu bakımdan da direnme kararının gerekçeli olarak yazılmasının zorunlu olacağı, Özel Daire bozma ilamına hangi nedenlerle uyulmadığı, niçin yerinde bulunmadığı ve mahkemenin bozulan önceki kararının neden hukuka uygun olduğu hususlarının direnme kararında açıklanmasında kesin bir zorunluluk bulunacağı-
Dava konusu yayın incelendiğinde davacı derneğin tüzel kişiliğine saldırı teşkil eden sözler bulunmadığı, dernek yöneticileri hakkında baston yolsuzluğuna ilişkin olarak açılan davaya yönelik haber yapıldığı anlaşıldığından davacı dernek yönünden matufiyet öğesi oluşmamış olup manevi tazminat takdirinin doğru görülmediği-
Y.li kanıt bulunmadığı gerekçesi ile verilen beraat kararları şikâyetin haksız olduğu anlamına gelmediği gibi davalının şikâyeti yeterli belirtiye (emareye) dayandığından, manevi tazminat isteminin reddi gerekeceği-
Davacının olaya sebebiyet verdiği kabul edilse bile, bunun ancak hükmedilecek tazminattan indirim nedeni olabileceği-
Kişilik haklarına saldırı nedeni ile manevi tazminat ödetilmesi isteminde, yargıcın, manevi tazminatın tutarını belirlerken, saldırı oluşturan eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate alması gerekeceği-
Toplanan delillerden; dava konusu ziynetlerin davalı koca tarafından kadından alınıp iade edilmediğinin kanıtlandığı, davacı kadının talep etmiş olduğu ziynetlerin adetlerine davalı kocanın itiraz ettiği, mahkemece davacı kadının sunmuş olduğu düğün kasetlerinin bilirkişiye incelettirilerek, ziynetlerin dava tarihi itibariyle değerinin belirlenmesinin ve bu bedele hükmedilmesinin gerekeceği-
Anayasanın 129/5.maddesi gereğince memurların ve diğer kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken meydana gelen zararlara ilişkin davaların idare aleyhine dava açılabilmesinin, eylemin hizmet kusurundan kaynaklanmış olması koşuluna bağlı bulunmasına; dava dilekçesinde sıralanan maddi olguların davalının salt kişisel kusuruna dayanıldığını göstermesi karşısında, öncelikle bu iddia doğrultusunda delillerin toplanıp değerlendirilerek sonuca varılmasının gerekeceği-
Bir kimseye «ingiliz ajanı» denmesinin, onu toplum içinde küçük düşüreceği, çevrenin husumetine maruz bırakacağı ve dolayısı ile kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Davalı yanca sitenin ...... isimli şahsa devredildiği ve internet sitesinin dava tarihinden önce erişime kapatıldığı ileri sürüldüğüne göre HMK m. 288 vd. uyarınca çözümü teknik bilirkişi raporunu gerektiren konularda bilirkişi raporu alınarak uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği, bu nedenle mahkemece aralarında bilgisayar ve internet siteleri ile telif hakları konusunda uzman bilirkişilerden oluşan heyetten rapor alınarak, sitenin hangi tarihte kimin tarafından oluşturulduğu, sitenin yasal olarak başkalarına devredilip devredilmediği, dava tarihinden önce sitenin erişime kapatılıp kapatılmadığının belirlenmesi, kapatılmış olsa bile gelecekte böyle bir muhtemel saldırının tekrarlanmasının önlenmesi talebi hakkında olumlu/olumsuz karar verilmesi, site erişime kapatılmış olsun ya da olmasın, eylemin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olup olmadığı ve manevi tazminatı gerektirip gerektirmediği hususlarında FSEK 86. maddesi uyarınca değerlendirme yapılması gerekirken, mahkemece bilirkişi raporu alınmaksızın ve mesnetsiz olarak yanlardan birinin beyanına üstünlük tanınarak yazılı gerekçeyle ve eksik incelemeyle davanın reddinin doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.