Dava konusu yayında, basının haber verme ve eleştiri yapma sınırları aşılarak, anlatılmak istenen konu ile ilgili olmayan sözlere yer verilmiş olup; bu sözlerin, davacı derneğin kişilik haklarına saldırı oluşturacağı-
Davalıların birden çok gazeteye yansıyan beyanlarına göre haber yaptıklarından, basın özgürlüğü çerçevesinde kamu yararı da esas alındığında, davalıların davacının kişilik haklarına saldırıda bulunmadığı- Ergenekon Davası'' olarak bilinen davada davacı ile ilgili olarak dava açıldığı, dosyadaki konuya ilişkin bölümlerin olup olmadığı araştırılarak, sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu yazıda, basının haber verme, eleştiri yapma sınırlan aşılarak, olayla hiç ilgisi olmayan doğrudan davacının şahsını hedef alan, onun kişisel özelliklerini aşağılayıcı, akli dengesi olmayan birisi şeklinde yanlış anlamaya yol açan ve anlatılmak istenen konunun amacına uygun düşmeyen "tedaviye muhtaç" ifadelerine yer verildiğinden davacının kişilik haklarına hukuka aykırı biçimde zarar verildiği-
Dava konusu olayda davalının demeci ve gazetedeki yazı, eleştiri düzeyinde kalmamış, iddialar eleştirinin ötesinde isnad ve itham boyutuna ulaşmış olduğundan davacının kişilik haklarının saldırıya uğradığının kabulü ile uygun bir miktar manevi tazminata hükmedilmesinin gerekeceği-
Yayın yoluyla kişilik haklarına saldırı nedeniyle uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemi-
Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 3/2 maddesi uyarınca; müteselsilen sorumlu olanlar aleyhine açılan davanın reddinde, ret sebebi ortak olan davalılar vekili lehine tek, ret sebebi ayrı olan davalılar vekili lehine ise her ret sebebi için ayrı ayrı avukatlık ücretine hükmolunacağı-
Borçlar Kanununun 53.maddesi uyarınca ceza mahkemesinin kararı hukuk hakimini bağlamaz ise de somut olayın özelliği itibariyle ceza davasının sonucu önem arz ettiğinden mahkemece, ceza yargılamasının sonucu beklenmek suretiyle davalının sorumluluk durumunun değerlendirilmesinin daha uygun olacağı-
Dava konusu yayın incelendiğinde davacı derneğin tüzel kişiliğine saldırı teşkil eden sözler bulunmadığı, dernek yöneticileri hakkında baston yolsuzluğuna ilişkin olarak açılan davaya yönelik haber yapıldığı anlaşıldığından davacı dernek yönünden matufiyet öğesi oluşmamış olup manevi tazminat takdirinin doğru görülmediği-
Bir kimseye «ingiliz ajanı» denmesinin, onu toplum içinde küçük düşüreceği, çevrenin husumetine maruz bırakacağı ve dolayısı ile kişilik haklarına saldırı teşkil edeceği–
Dava konusu yayının eleştiri kapsamında kaldığı, haberin güncel ve görünür gerçekliğe uygun olduğu, toplumun bilgi edinme basının haber verme hakkı kapsamında kaldığı, habere yönelik toplumsal ilginin bulunduğu, özle biçim arasındaki dengenin bozulmadığı, demokratik toplum tarafından meşru sayılabilecek nitelikte, ifade özgürlüğüne getirilmesi gereken bir sınırlamanın gerekli olmadığı, başlık çarpıcı da olsa davacının kişilik haklarına bir saldırı bulunmadığı durumda manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.