Davacı-karşı davalı kadının ziynet alacağına yönelik ................. tarihli aynen iade veya ............ TL bedel talep ettiği ilk davası ve ............ tarihli dava değeri .............. TL olan birleşen ziynet alacağı davasının birlikte değerlendirilmek suretiyle, her iki dava hakkında kabul edilen talepler hakkında ayrı ayrı karar verilmek suretiyle, kabul edilen ve hüküm altına alınan ziynet eşyalarının adet, cins, nitelik, miktar ve değerleri ayrı ayrı gösterilmeden, hükmün infazında dikkate alınacak ödemelerin hükmedilen miktardan mahsubu yapılmak suretiyle, infazda karışıklığa ve tereddüde yol açacak nitelikte yazılı şekilde hüküm tesisinin usul ve kanuna aykırı olduğu-
Hüküm fıkrasında kabule karar verilen kısım ile örtüşmeyen bilirkişi raporları ve rapor ekindeki krokilere atıf yapılmak suretiyle infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
22. HD. 25.10.2018 T. E: 2017/16042, K: 23213-
Mahkemece her bir davalı hakkında 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesinde belirtilen hususlar gözetilerek hüküm kurulup, infazda tereddüt yaratmayacak şekilde karar verilmesi gerekirken davanın kısmen kabulü ile hangi davalı olduğu işaret edilmeksizin tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Asgari ücretin kamu düzeni ile ilgili olduğu, kamu düzeni ile ilgili hususlarda kazanılmış usuli haktan söz edilemeyeceği gibi, bu hususların yargılamanın her aşamasında hakim tarafından doğrudan gözetileceğinde kuşku ve duraksama bulunmadığı-
Davacının yıllık izin ücreti talebinde bulunduğu uyuşmazlıkta, davacının hizmet süresine göre hak ettiği izin hakkının 266 gün olduğu ve 40 gün izin kullandığı sabit olup; ücret hesabının 40 gün tenzil edilerek 226 gün üzerinden yapılması gerektiği- Yargılama giderleri hakkında döküm yapılmadan karar verilmesinin ve davacının yatırdığı harçların iadesi gerektiğinin gözden kaçırılmasının hatalı olduğu- Hükmedilen miktarların net mi yoksa brüt mü olduğunun hükümde belirtilmemesinin HMK. mad. 297 'ye aykırı olduğu-
Asıl ve birleşen tazminat davası-
Mahkemece hüküm fıkrasında, hüküm altına alınan miktarın ne kadarlık kısmının hangi döneme ait olduğunun, hangi miktara hangi tarihten itibaren faiz işletileceğinin açıkça belirlenmediği, o halde mahkemece, her dönem için hükmolunan ecrimisil miktarı ve her dönem için faiz başlangıç tarihi açıkça belirtilerek hüküm kurulması gerekirken, infazda tereddüt yaratacak şekilde ("............ TL ecrimisilin dönem sonları itibarıyla hesap edilecek yasal faizi ile birlikte.....") hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Tefhim edilen kısa kararda ‘’Açılan davanın reddine, kabul nedeniyle sair hususların gerekçeli kararda hüküm altına alınmasına’’ karar verilerek kısa kararda şüphe ve tereddüt uyandıracak şekilde çelişkiye neden olunduğu gibi, gerekçeli kararda ‘’davanın reddine’’ denilmek suretiyle kısa kararla gerekçeli karar arasında çelişki yaratıldığı, hükmün bu haliyle infazda tereddüt uyandıracak nitelikte olup HMK’nun 297. maddesine aykırı olduğu-
22. HD. 05.11.2018 T. E: 13408, K: 23432-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.