Hükmün içeriğinin aynen infazı zorunlu olup, icra mahkemesince ilamın infaz edilecek kısmının yorum yolu ile genişletilemeyeceği- Yabancı para borcunun faizinde, 3095 s. K. mad. 4/a gereğince, Devlet bankalarının o yabancı para ile açılmış bir yıl vadeli mevduat hesabına ödediği en yüksek faizin esas alınması gerektiği- Takip konusu ilamda açıkça Merkez Bankası'nca bu yabancı para alacağına uygulanan faizin uygulanmasına karar verilmişse de, ancak Merkez Bankası'nın da bizzat mevduat kabulü söz konusu olmayıp, böylece yabancı para alacağına uyguladığı bir faiz oranı bulunmadığından, hükmün aynen infazı ilkesi gereği, ilamın faiz yönünden infazının kabil olmadığının kabulü gerekeceğinden, bu durumda icra takibinin, yabancı para alacağının faizine ilişkin kısmının iptaline karar verilmesi gerektiği-
Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekeceği-
İtirazın iptali davası-
Dava, 4650 sayılı Kanun'la değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10 uncu maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir...
Somut olayda, asıl davada davalı arsa sahibinin, davacıdan gecikme tazminatı alacağı bulunduğuna yönelik savunması mahsup itirazı, ... İcra Müdürlüğü'nün ... sayılı dosyasında takibe konu itiraza uğramayan senetli alacağı bulunduğuna yönelik savunmasının ise takas def'i niteliğinde olduğu-
4650 sayılı Yasa ile değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ile kamulaştırılan taşınmazın idare adına tescili istemi-
Davacı şirket ile davalı arasında imzalanan taşıma sözleşmesinden kaynaklanan alacak istemi-
Taşıma hizmetine dayalı alacağın tahsili amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali istemi-
8. HD. 25.06.2018 T. E: 10866, K: 14308-
Hükmolunan manevi tazminat tutarlarının davalılardan müştereken ve müteselsilen mi davalıların kusurları oranında mı sorumlu tutulduğunun infazda tereddüte yol açacak ve çelişkili şekilde belirtilmesinin isabetli olmadığı, belirtilen bu hususlarda açıklık bulunmadığından hükmün HMK'nun 297/2. maddesine uygun düşmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.