İtirazın iptali davası sırasında, icra takibinin temelini oluşturan ve aslı da idari eylem olan alacağın varlığının ve kapsamının hukuk mahkemesi tarafından çözümlenmesinin kabul edilemeyeceği- İdari yargı yerinde dava konusu edilip oradan bu konuda bir karar alınmadan icra takibi yapılmasına ve icra takibine itiraz üzerine adli yargı yerinden itirazın iptalinin istenmesine yasal olanak bulunmadığı-
Kamu görevlilerinin yetkilerini kullanırken veya görevlerini yaparken kişilere zarar vermesi ilgili kamu kurumunun hizmet kusurunu oluşturacağı- Sorumlu, kamu görevlisinin emrinde çalışmakta olduğu kamu kurumu olup dava o kurum aleyhine açılması gerekeceği (T.C. Anayasası 40/III, 129/V, 657 Sy. K.13, HGK 2011/4-592 E., 2012/25 K.)-
Davacının aracında oluşan hasar, aşırı yağan yağmurdan dolayı derenin taşması suretiyle meydana geldiğine göre 2560 sayılı Kanun’un 2 ve 25. maddeleri gereğince davalı İSKİ tarafından yetki ve görevi dahilinde bulunan yağmur sularının toplanıp yerleşim yerlerinden uzaklaştırılamaması nedeniyle derenin taşması sonucu meydana gelen zararlardan dolayı İSKİ Genel Müdürlüğü'nün sorumlu tutulabilmesinin mümkün olduğu-
Davalıya ait mağazada alışveriş için bulunan davacının avize baktığı sırasında çantasını yanındaki alışveriş arabasına bıraktığı ve çantanın bulunduğu yerden çalındığı, güvenlik zaafiyeti bulunduğu, davacının da çantasını kontrolsüz bir şekilde alışveriş arabası içerisine bıraktığı dolayısı ile çantanın çalınması nedeni ile oluşan zararda tarafların müterafik kusurlarının bulunduğu-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkilerin kullanılması sırasında oluşan zararlar, niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerektiği-
İdarenin yürüttüğü kamu hizmetinin doğrudan sonucu olan ve nedensellik bağı kurulabilen özel ve olağan dışı nitelikte bulunduğundan davalı idarenin bu zarardan kusursuz sorumluluk ilkesine göre sorumlu olduğu- Olayın vuku tarihinde alacağın muaccel olduğu ve dolayısıyla borçlunun temerrüde düştüğü- Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki meydana getirmiş olduğundan kararın kaldırılması gerektiği-
Kamu tüzel kişilerinin yasalar tarafından kendilerine verilen görev ve yetkileri kullanması sırasında oluşan zararlar niteliği itibariyle hizmet kusurundan kaynaklanan zararlar olup, bu zararların tazmini amacıyla anılan idarelere karşı hizmet kusurlarına dayalı olarak İdari Yargılama Usulü Hakkındaki Kanun’un 2. maddesi hükmü uyarınca idari yargı yerinde tam yargı davası ikame edilmesi gerekeceği, o halde mahkemece, hizmet kusuruna dayanılarak davalı Belediye aleyhine açılmış olan bu davada, HMK 114/b maddesi gereğince yargı yolu caiz olmadığından HMK 115/2.maddesi gereğince dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine kararı verilmesi gerekeceği-
Karayolları Trafik Kanunu 10. maddesine göre yapım ve bakımından sorumlu olduğu yolları trafik düzeni ve güvenliğini sağlayacak durumda bulundurmanın ve Belediyeler Kanunu’nun 15. maddesi uyarınca, kanunların belediyelere verdiği trafik düzenlemesinin gerektirdiği bütün işleri yürütmenin belediyelerin görevleri arasında olduğu, Belediyelerin bu mecburi kamu görevi dolayısıyla meydana gelen zararlar, hizmet kusuru sonucu doğmuş zararlardan sayılacağından, bu tür tazminat davalarının çözümlenme yerinin de idari yargı mercii olması gerekeceği, bu itibarla, idari yargı görevli olduğundan mahkemece HMK 114/2 maddesi gereğince yargı yolunun caiz olmaması nedeniyle HMK 115/2 maddesi gereğince davanın dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
3. HD. 01.11.2016 T. E: 2015/17845, K: 12350-
Davalı Vergi Dairesince, davacıya haciz ihbarnamesi gönderilmiş olup 1 yıl içinde -6183 s K. mad. 79/4 uyarınca- menfi tespit davası açıldığından, işin esasına girilerek davacının haciz ihbarnamesinin tebliğinden sonra dava dışı kamu borçlusunun maaşından ödemesi gereken bir kesinti bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, davanın tam yargı davası olarak idare mahkemesinde görülmesi gerektiğinden bahisle davanın reddinin isabetsiz olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.