Geçit hakkının kaldırılabilmesi için geçit gereksiniminin sona ermesi veya kaldırılması istenen geçitin, geçit lehdarının yüküne oranla çok az yarar sağladığının kanıtlanması gerekeceği-
Kurulan geçit hakkının Türk Medeni Kanunu'nun 748/3 ve 1012. maddesi ile yeni Tapu Sicil Tüzüğü'nün “irtifak hakları ve taşınmaz yükünün tescili” başlıklı 30. maddesi gereğince kütük sayfasında ayrılan özel sütununa tesciline karar verilmesi gerektiği-Geçit hakkı kurulmasına ilişkin davalarda davanın niteliği gereği yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılması gerektiği-
Geçit yerinin taşınmazdan ayrılması anlamını verecek biçimde «yol olarak tapuya tesciline» şeklinde karar verilemeyeceği–
Davalının, bağımsız bölümünden ayrı geçiş yeri olmayan apartman arka bahçesi, Kat Mülkiyeti Kanunu’nun 4. maddesi kapsamına giren yerlerden bulunmadığından kullanımının kat maliklerinden birine bırakılmasını engelleyen bir yasa hükmünün olmadığı-
Uyuşmazlığın; dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Taşkın yapının korunması için, taşan yapının ta­mamlayıcı parça niteliğinde olması gerekli olup, Medeni Kanu­nun 725. maddesinin uygulanabilmesini haklı gösterecek en önemli koşulun, yapı malikinin iyiniyetli olması ve durum ve koşulların haklı göstermesinin olduğu-
Bir taşkın inşaata dayalı temliken tescil davasında, öncelikle taşkın yapılanmanın iyiniyete dayanıp dayanmadığı araştırılarak davacının iyiniyetli olduğunun açıkça saptanması halinde, MK’nun 725. madde-sinde belirtilen diğer koşullar da araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Borçlu aleyhinde AYM'nin iptal karar tarihinden sonra haciz işlemlerinin uygulandığı haciz tarihi itibariyle 6111 sayılı Yasa'nın Geçici 2. maddesi iptal edildiğinden ve halen yürürlükte bulunan 5999 sayılı Kanun'un Geçici 6. maddesine göre alacağın doğumuna sebep olan idare eyleminin 1983 yılından öncesine ait olduğuna ilişkin iddia ve bilgi de bulunmadığından kamulaştırmasız elatmaya ilişkin eylemin 1983 yılından sonra olduğunun kabulü gerekeceğinden borçlunun gayrimenkul menkul hak ve alacaklarına haciz uygulanmasının hukuka uygun olduğu mahkemece şikayetin reddi yerine yazılı gerekçelerle kabulüne ve haciz işleminin kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.