Görevin kamu düzeni ile ilgili dava şartı olduğundan (HMK m. 114/c) iddia ve savunma olarak ileri sürülmese bile yargılamanın her aşamasında mahkemece resen göz önünde bulundurulacağı-
1.1.2002 tarihinden önce yani mal ayrılığı döneminde edinilen mallara ilişkin uyuşmazlığın BK’na göre çözümlenmesi gerekeceği-
TMK'nun 236/1. fıkrasında her eşin diğer eşe ait artık değerin yarısı üzerinde hak sahibi olacağı ve alacakların takas edileceği düzenlenmiş olup; ancak, takas yapılabilmesi için davalının bunu ileri sürmesi ve davacı adına bulunan mal ve eşyaların takasa tabi tutulması konusunda isteğinin bulunması gerekeceği-
Davalı kocanın birlik görevlerini yerine getirmediği, eşini ailesiyle birlikte oturmaya zorladığı; bununla birlikte davalı kocanın eşine fiziki şiddet uyguladığı ve hakaret ettiğine ilişkin yeterli delilin mevcut olmadığı, kocanın sabit kabul edilen ve boşanma sebebini oluşturan bu kusurlu davranışların, kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı, bu nedenle davacı kadın yararına manevi tazminata hükmedilemeyeceği-
Mehir senedinin TBK'nın 288. maddesinde düzenlenen bağışlama vaadi niteliğinde olduğu-
Mahkemece TMK 230. maddesi gereğince öncelikle, taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değeri belirlenerek, belirlenen bu değerden, davalının kişisel malı ile ödenen peşinat miktarı ve mal rejiminin sona erdiği tarihte Kiptaş'a olan borç miktarı düşülerek kalan miktarın artık değer olarak kabulü ile TMK 236. maddesine göre belirlenen artık değerin yarısının davacının katılma alacağı olduğu dikkate alınarak karar verilmesinin gerekeceği-
Sağ eş tarafından, diğer mirasçılara karşı açılan artık değere katılma alacağı isteği-
01.01.2002 tarihinden önce 743 s. TKM. yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu (TKM. mad. 170), TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlığın, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulması gerekeceği- Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahip olduğu ve mallarının idaresinin kendisine ait olduğu (TK. mad. 186/1) her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel malları olduğu (TKM . mad. 189)- Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekeceği- Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerektiği-
Sermaye şirketlerinde alacaklıların, alacaklarını, o ortağa düşen kâr veya tasfiye payından almak yanında, borçlularına ait olan, senede bağlanmış veya bağlanmamış payların, 09.06.1932 tarihli ve 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu'nun taşınırlara ilişkin hükümleri uyarınca haczedilmesini ve paraya çevrilmesini isteyebileceği- Haczin, istek üzerine, pay defterine işleneceği- TTK'da yapılan bu değişiklik ile sermaye şirketi olan limited şirketlerde ortaklardan birinin kişisel alacaklısına, 6762 sayılı TTK'nun 145. maddesinin aksine, ortağın ortaklık payının haczini ve paraya çevrilmesini isteme hakkı tanıdığı, ancak bunların dışında 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 133. maddesinde limited şirket ortağının şahsi borçları nedeniyle alacaklının limited şirketin fesih ve tasfiyesini isteme hakkı düzenlenmediği-
Davalının kişisel mal iddiası usulüne uygun olarak ispatlanmadığından ve kişisel malın geliri de edinilmiş mal olarak kabul edilmesi gerektiğinden, TMK'nun 236.maddesi uyarınca, boşanma dava tarihinde banka hesabındaki paranın yarısı üzerinde davacının katılma alacağı bulunduğunun kabulüyle, davacının talep ettiği miktar da dikkate alınarak katılma alacağına karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.