Katkı payı alacağı isteği-
Yerel mahkemece verilen ilk kararda “istihkak iddialarının kabulüne” karar verildiği, asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, kararda da her bir talep sonucunun (olumlu ya da olumsuz) karşılanmadığı, yalnızca kabul yönünde verilen bu kararın infaza elverişli nitelikte bulunmadığı, direnme kararında da bu kez “asıl ve birleşen davada istihkak iddialarının kabulüne” denildiği, dava dilekçesindeki talepleri karşılayacak biçimde bir karar verilmediği kararın HMK’nın 297. maddesinde öngörülen niteliklere haiz olmadığı, denetime olanak sağlamadığı ve bu hâliyle infazının da mümkün olmadığı görülmekle, mahkemece dosya kapsamı ve usulî kazanılmış haklar da dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde açıklanarak, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerektiği-
Ziynet eşyası ve paranın iadesi istemi-
Takip borçlusu haciz sırasında hazır bulunmuş, haczedilen taşınırların 3. kişiye ait olduğunu bildirmiş ve alacaklı ile arasında uyuşmazlık çıkarmış olduğundan alacaklının açtığı istihkak davasında borçlunun, üçüncü kişi ile birlikte davalı tarafta zorunlu dava arkadaşı olduğu ve 3. kişi yanında borçlunun da davalı sıfatıyla yer alması gerekeceği-
Taraflar arasındaki tazminat davası-
Binanın bir kısmının mal ayrılığı rejiminin, bir kısmının da edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemlerde inşa edilmesi durumunda; öncelikle, mal ayrılığı rejiminin sona erdiği 01.01.2002 tarihi itibarıyla gelinen inşaat seviyesi oran olarak belirlendikten sonra, bu dönemdeki inşaat yapımına 743 sayılı TKM, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri ile Yargıtay ve Dairemizce kabul edilen "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi göz önünde bulundurularak her bir eşin gerçekleştirdiği katkı oranları ayrı ayrı tespit edilmesi gerekeceği, eşlerin mal ayrılığı rejimi dönemi için tespit edilen bu katkı oranları, 01.01.2002 tarihinde başlayacak olan edinilmiş mallara katılma rejimi dönemine, o eşin kişisel malı olarak geçirilerek, 4721 sayılı TMK'na göre belirlenecek olan değer artış payı ve/veya artık değere katılma alacak miktarlarının tespitinde gözetileceği-
Katkı payına ilişkin davada, eşlerin Almanya'da ve Türkiye’de çalıştığı süre ve gelir durumlarını gösteren belgelerin bulundukları yerlerden istenip, edinme tarihindeki katkı oranlarının belirlenmesi ve bu oranın dava tarihindeki değerleri ile çarpılarak tarafların katkı payı alacağının hesaplanması gerekeceği-
Boşanma dava tarihine kadar ödenen taksitler edinilmiş mal niteliğinde olup; bu durum karşısında ödenen taksitlerin toplam taksit miktarına oranının edinilmiş mallara katılma rejimi için gözetilmesi gereken artık değer olarak kabul edilmesinin gerekeceği; kalan taksitlerin taksit toplamına oranı ise davalının kişisel malı ile ödenmesi gereken borç olduğunun kabulü ile belirtilen oranlara göre hesabın yapılması gerekeceği-
Eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde, bağımsız bölümlerin alım değerinin %15,95’inin davacı kadının kişisel malı niteliğindeki taşınmazın satışından gelen para ile karşılandığı, bunun dışında kalan alım değerinin %84,05’lik kısmının ise bir bölümünün davacının kişisel malı niteliğindeki diğer taşınmazın 1/2 payının satışından elde edilen para, bir bölümünün ise bankadan çekilen 45.000 Euro kredi ile karşılandığı anlaşıldığından, mahkemece davacı lehine %15,95’lik oran karşılığının katkı payı-değer artış payı olarak verildiği ve Daire onamasından da geçtiği gözetilerek, bakiye %84,05’lik oranın ne kadarlık kısmının taşınmazın 1/2 payının satışından, ne kadarlık kısmının bankadan çekilen 45.000 Euro kredi ile karşılandığı açıklığa kavuşturulup bu bölümler oransal olarak tespit edildikten ilgili taşınmazın 1/2 payının satışından gelen bölümün ve yine 45.000 Euro kredinin boşanma dava tarihi sonrasına isabet eden payı karşılığının davalı lehine denkleştirmede kişisel malı olarak dikkate alınması, kredinin evlilik birliği içine isabet eden 79/120 oranın belirlenecek karşılığı ile dava konusu bağımsız bölümlerin karar tarihine en yakın belirlenen miktarının birlikte değerlendirilip, artık değer ve neticesinde davacının katılma alacağının bu bölüm gözetilerek belirlenmesi ve talep ile kazanılmış haklar da gözetilerek hüküm kurulması gerektiği-
Dava katılma alacağı isteğine ilişkin olup bu tür davalarda TMK'nun 239/2.maddesi uyarınca karar tarihinden geçerli olarak faize hükmedilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.