Taşınmazın 01.01.2002 tarihinden sonra edinildiğinin tespit edilmesi halinde, kural olarak taşınmaz edinilmiş mal olarak kabul edileceğinden, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekeceği-
Mahkemece, davacı tarafın alacak talebi hakkında yazılı şekilde kabul kararı verilmiş ise de; hüküm incelendiğinde ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar olmadığının anlaşıldığı, hüküm gerekçesinde, 1553 ve 748 parseller yönünden, bu taşınmazların 2002 öncesi edinildiği, davacı tarafın katkısını ispat edemediği bu nedenle bu taşınmazlara yönelik talebin reddedildiği, 1460,1522, 1542,1550 ve 1617 parseldeki taşınmazlar yönünden ise, edinim tarihleri nazar ve dikkate alınarak kök ve ek bilirkişi raporları doğrultusunda evlilik birliği içinde edinilen malların ½ oranında davacı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hükmedilen alacağın ne miktarda olduğu gerekçe ve hüküm fıkrasından anlaşılamadığı gibi, hangi taşınmaz için ne miktarda, hangi alacak kalemine hükmedildiğinin de anlaşılamadığı, mahkemece her bir taşınmaz için kabul edilen alacağın HMK'nin 297. maddesi gereği açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken, yazılı şekilde ne miktarda alacağa hükmedildiği anlaşılamayacak şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Dava konusu 6077 ada 42 parsel 4 numaralı meskenin 20.04.2004 tarihinde davalı adına tescil edilmiş olduğuna göre dava, 4721 sayılı TMK'nun 202 ve davamı maddeleri gereğince edinilmiş maldan kaynaklanan katılma alacağı ve değer artış payı isteğine ilişkindir. Bu tür davalarda, eklenecek değerlerden (TMK. m.229) ve denkleştirmeden (TMK. m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK. m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK. m.231) yarısı üzerinden (TMK. m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması ve TMK'nun 227. maddesi hükümleri uyarınca; eşlerden biri, diğerine ait malın edinilmesine, iyileştirilmesine veya korunmasına hiç ya da uygun bir karşılık almaksızın katkıda bulunmuş ise, tasfiye sırasında bu malda ortaya çıkan değer artışı için katkısı oranında değer artış payı alacağının belirlenmesi gerekeceği-
Davalının emekli olduğu tarihten önce taraflar arasında “katılma rejimi” son bulduğundan davacı, bu nedenle davalının aldığı emekli ikramiyesi üzerinde bir hak iddia edemeyeceğinden davalının aldığı emekli ikramiyesine yönelik isteğin reddinin gerekeceği-
Mahkemece; mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle ödenen peşinat ve taksit miktarlarının göz önünde bulundurulması ve hesaplanması, aynı tarih itibariyle kalan kredi ya da taksitlere ilişkin borçlar ile meskene ait varsa tüm borçların hesaplamada gözetilmesi, ondan sonra dosya tamamıyla birlikte bir uzman görüş sahibi ile mali müşavir ya da muhasebeciden oluşacak bilirkişi kuruluna verilerek davacının katılma alacağının belirlenmesine ilişkin raporun alınması ve saptanan katılma alacağı konusunda bir karar verilmesi gerekirken farklı gerekçeler ile davanın reddine karar verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Artık değere katılma alacağı isteği-
Katılma alacağı söz konusu olduğunda eşlerin çalışıp çalışmamasının, belirli bir gelire sahip olup olmamasının bir öneminin bulunmadığı-
Kıdem tazminatının 743 sayılı TKM'nin 170.maddesi uyarınca, mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu döneme ilişkin çalışmanın karşılığı olarak elde edilen gelir, dolayısıyla hak edilen kıdem tazminatı bölümünün kişisel mal (TKM 189), 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden sonraki çalışma karşılığında elde edilen gelir ve hak edilen kıdem tazminatının ise edinilmiş mal grubuna gireceği (TMK 219/1) gözetilmeksizin TMK'nun 228. maddesine göre yapılan hesaplama sonunda çıkan miktarlara göre hesaplama yapılması, diğer yandan davacının kişisel malı olduğu sabit olmakla birlikte 16.07.2003 tarihinde satılan kooperatif hissesinden gelen paranın aradan geçen uzun süreye, bu sürede paranın bankada değerlendirildiğini iddia eden davacı tarafın soyut tanık beyanı dışında başka bir belge ve delil sunamamasına rağmen ... tarihinde kurulan şirketin kuruluşunda katkı olarak kabul edilmesinin hatalı olduğu-  4 nolu meskenin satışından gelen para ile 8 nolu meskene ait kredinin kapatıldığı gözetilmeden her iki mesken için de ayrı ayrı hesaplama yapılması, bu şekilde davalı aleyhine sonuç yaratılması doğru olmadığı, hüküm kurulurken davacının talebinin, taraflar lehine ve aleyhine doğacak kazanılmış hakların gözetilmesi, davacının fazlaya ilişkin haklarının da saklı tuttuğu dikkate alınması gerektiği-
Katkı payı alacağı isteği-
Mal rejiminin ölüm sebebiyle tasfiyesi gereği tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde katkı payı alacağı isteğine ilişkin davaya aile mahkemesinde bakılacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.