Borçlu ile davacının karı-koca olmasının, birlikte oturmalarının, eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olmasının, mülkiyet karinesinin borçlu; dolayısıyla alacaklı lehine sayılmasına engel teşkil etmeyeceği-
Tapu iptali ve tescil olmadığı takdirde katkı payı atacağı davasında, taşınmazın değerinin bildirilmesi ve bildirilecek değer üzerinden yatırılacak harç ile ilgili olarak yapılan meşruhattı tebligatın geçersiz olduğunun kabulü ile iddia ve savunma çerçevesinde taraf delilleri toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Mahkemece TMK 230. maddesi gereğince öncelikle, taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değeri belirlenerek, belirlenen bu değerden, davalının kişisel malı ile ödenen peşinat miktarı ve mal rejiminin sona erdiği tarihte Kiptaş'a olan borç miktarı düşülerek kalan miktarın artık değer olarak kabulü ile TMK 236. maddesine göre belirlenen artık değerin yarısının davacının katılma alacağı olduğu dikkate alınarak karar verilmesinin gerekeceği-
01.01.2002 tarihinden önce 743 s. TKM. yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu (TKM. mad. 170), TKM'de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlığın, Borçlar Kanunu'nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulması gerekeceği- Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahip olduğu ve mallarının idaresinin kendisine ait olduğu (TK. mad. 186/1) her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel malları olduğu (TKM . mad. 189)- Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekeceği- Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kar payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerektiği-
Mirasta denkleştirme-
Haklı bir sebebin varlığı halinde hakimin, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesine karar verebileceği–
Mahkemece, TMK'nun 230. maddesi gereğince, kişisel malın, taşınmazın alım tarihindeki değerine olan oranı belirlenerek,bu oran ile dava konusu taşınmazın, karar tarihine en yakın tarihteki değerinin çarpımı sonucunda elde edilecek miktar, davalının kişisel malı olarak karar tarihine en yakın tarihteki değerden (tasfiye tarihindeki değer) düşülerek kalan miktarın yarısına katılma alacağı olarak karar verilmesi gerekeceği-
Aile Birlikteliği ortak yaşam koşulları, eşlerin birbirine olan sadakati ile TMK'nun evliliğin genel hükümleri başlığını taşılan 185 ve devamı maddelerinde açıklanan ilkeler ve olgular birlikte değerlendirildiğinde mal rejiminin devamı süresinde edinilen bir malın eşlerden biri adına alınmasının hayatın olağan akışına uygun düştüğünün kabulü gerekeceği-
4 nolu mesken yönünden katkı payı alacağı isteği-
Katkı payı alacağına ilişkin davanın, aile mahkemesinde görülmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.