Mahkemece 1.1.2002 tarihi ile mal rejiminin sona erdiği boşanma davasının açılma tarihleri arasında kooperatife davalı tarafından yapılan ödemelerin dikkate alınarak, bu tarihte yapının gerçekleşme oranı belirlenerek, rejimin sona erdiği sıradaki kooperatif hissesinin niteliklerine göre tasfiye anındaki değerinin dikkate alınarak buna göre hesaplama yapılması gerekeceği-
TMK'nun 214/2. maddesinde; mal rejiminin tasfiyesine ilişkin davalarda boşanmaya, evliliğin iptaline veya hakim tarafından mal ayrılığına karar verilmesi durumunda bu davalarda yetkili olan mahkemelerin yetkili olduğu-
Mahkemece yapılması gereken işin, dava konusu mesken bakımından 96/166 payın davalının kişisel malı, 70/166 payın ise, edinilmiş mal olarak kabul edilerek, bozmadan önceki karar tarihi dolayısıyla bozma öncesi belirlenen değer güncelliğini yitirmiş olacağından bozma sonrası verilecek karar tarihine en yakın değer belirlenerek dikkate almak, edinilmiş mal niteliğindeki 70/166 pay nedeniyle artık değer hesabında dikkate alınacak oranı tespit etmek, bu oran ile bozma sonrası karar tarihine en yakın belirlenecek değerin çarpımı ile bulunacak artık değerin yarısı oranında katılma alacağına ilişkin hüküm kurmak olduğu-
Katılma alacağı davalarında eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağı belirlenmesi gerekeceği-
8. HD. 06.06.2017 T. E: 12309, K: 8432-
Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği mal varlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerektiği ve mahkemece davacının 1266 ada 24 parsel sayılı taşınmazın edinilmesine çalışarak elde ettiği gelirle katkısı olduğu kabul edilerek işbu taşınmaz yönünden katkı payı alacağına karar verilmesi hatalı olmuş ve dosya kapsamındaki bilgi ve belgelere göre taşınmazın evlilik birliği içinde 24.03.1994 tarihinde erkek adına satın alındığı, kadının taşınmaz satın alındıktan sonra 07.07.1994 tarihinde çalışmaya başladığı anlaşıldığı için mahkemece,kadının taşınmaz alındığı tarihte katkısını ispatlayamadığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar vermesi hatalı olup bozmayı gerektirdiği-
Kural olarak; bir eş adına tapuda kayıtlı bulunan ya da edinilen taşınmaza diğer eşin para ya da para ile ölçülebilen maddi anlamda bir katkısının olması halinde katkı payı alacağı istenilmesinin mümkün olacağı-
Kadının aile üyesi olmasının gerektirdiği zorunlu işler olan mutad ev işlerini yapma, çocukları yetiştirme gibi evde gösterdiği faaliyetler dışında, hayvanlara bakma, bahçe ve tarla işlerinde çalışmak gibi ev ekonomisine katkı sayılabilecek faaliyetleri var ise hakkaniyete göre lehine katkı payı alacağına hükmedilmesi gerektiği-
Taşınmazın 01.01.2002 tarihinden sonra edinildiğinin tespit edilmesi halinde, kural olarak taşınmaz edinilmiş mal olarak kabul edileceğinden, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da dikkate alınarak katılma alacağının hesaplanması gerekeceği-
Mahkemece, davacı tarafın alacak talebi hakkında yazılı şekilde kabul kararı verilmiş ise de; hüküm incelendiğinde ortada denetlenebilecek gerekçeli bir karar olmadığının anlaşıldığı, hüküm gerekçesinde, 1553 ve 748 parseller yönünden, bu taşınmazların 2002 öncesi edinildiği, davacı tarafın katkısını ispat edemediği bu nedenle bu taşınmazlara yönelik talebin reddedildiği, 1460,1522, 1542,1550 ve 1617 parseldeki taşınmazlar yönünden ise, edinim tarihleri nazar ve dikkate alınarak kök ve ek bilirkişi raporları doğrultusunda evlilik birliği içinde edinilen malların ½ oranında davacı yönünden davanın kabulüne karar verilmiş ise de, hükmedilen alacağın ne miktarda olduğu gerekçe ve hüküm fıkrasından anlaşılamadığı gibi, hangi taşınmaz için ne miktarda, hangi alacak kalemine hükmedildiğinin de anlaşılamadığı, mahkemece her bir taşınmaz için kabul edilen alacağın HMK'nin 297. maddesi gereği açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekirken, yazılı şekilde ne miktarda alacağa hükmedildiği anlaşılamayacak şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.