Haklı bir sebebin varlığı halinde hakimin, eşlerden birinin istemi üzerine, mevcut mal rejiminin mal ayrılığına dönüştürülmesine karar verebileceği–
Mahkemece, TMK'nun 230. maddesi gereğince, kişisel malın, taşınmazın alım tarihindeki değerine olan oranı belirlenerek,bu oran ile dava konusu taşınmazın, karar tarihine en yakın tarihteki değerinin çarpımı sonucunda elde edilecek miktar, davalının kişisel malı olarak karar tarihine en yakın tarihteki değerden (tasfiye tarihindeki değer) düşülerek kalan miktarın yarısına katılma alacağı olarak karar verilmesi gerekeceği-
Aile Birlikteliği ortak yaşam koşulları, eşlerin birbirine olan sadakati ile TMK'nun evliliğin genel hükümleri başlığını taşılan 185 ve devamı maddelerinde açıklanan ilkeler ve olgular birlikte değerlendirildiğinde mal rejiminin devamı süresinde edinilen bir malın eşlerden biri adına alınmasının hayatın olağan akışına uygun düştüğünün kabulü gerekeceği-
Erkeğin hesabına yatırılan paranın eşten gizlenmiş olmasının, kadın lehine katılma alacağı hesabında dikkate alınmasını gerektirmeyeceği-
Boşanma davasının açıldığı tarihe kadar ödemesi yapılan kredi taksitler toplamının, kullanılan toplam kredi miktarına oranı ile taşınmazın karar tarihine en yakın tarihteki değerinin çarpılması sonucu elde edilecek miktarın artık değer kabul edileceği-
Taraflar arasındaki katılma alacağı isteği bakımından davanın çözüm yerinin aile mahkemeleri olduğu, aile mahkemesi olmayan yerlerde ise, asliye hukuk mahkemelerinde davanın "aile mahkemesi" sıfatı ile görülüp karar bağlanması gerekeceği- Davacının diğer isteği ise TBK’nun 19. maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa nedeniyle iptal istemine ilişkin olduğundan bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yerinin HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel mahkemeler olduğu, görevin kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulacağı, mahkemece her iki davanın birlikte asliye hukuk mahkemesinde görülerek karara bağlanmasının doğru olmadığı- Aile mahkemesince, katkı payı alacağına hükmedilmesi durumunda hükmedilen katkı payı alacağı ile boşanma davasının kesinleşip kesinleşmediği, tenfiz edilip edilmediği de belirlenerek anılan dava sonucu hükmedilen alacaklar gözönüne alınarak, tasarrufların TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olmadığının değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ile boşanma davası ile tazminat ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK. mad. 283/1 kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerektiği-
Davacı-karşı davalı eş (kadın) annesinden gelen para ile aracın kredi borcunu kapattığı ve bu paranın, aracın borcu ve kadın eşin kişisel malı olduğu-
Uyuşmazlığa konu edilen eşyaların iddia ve savunmalar doğrultusunda alım tarihleri ve nitelikleri ile yıpranma durumları, parasal değer taşıyıp taşımadıkları ve miadlarının dolup dolmadığı hususlarının belirlenerek karar verilmesi gerekeceği-
8. HD. 04.07.2017 T. E: 12992, K: 9808-
Dava konusu taşınmazın alımında kullanıldığı husu­sunda duraksama bulunmayan davalıya ait emeklilik ikramiyesi ve tasarruf teşvik ödemesinin mal rejiminin devamı sırasında davalıya toplu olarak ödendiği hususu da dikkate alınarak söz konusu ödemelerin ne kadarının kişisel mal ve ne kadarının da edinilmiş mal sayılması gerektiğinin, bu tür hesaplamalarda kullanılan PMF tabloları dikkate alınarak uzman bilirkişi aracılığıyla belirlenmesi ve sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.