Onaylı köy karar defterleri kayıtlarının satış ve devre ispat teşkil edebileceği-
Uyuşmazlık, TMK’nın 713/1. 3402 sayılı Kadastro Kanununun 14 ve 17. maddelerine dayalı tescil isteğine ilişkindir... Davaya konu taşınmazın hangi nedenle tescil harici bırakıldığı araştırılmamış; imar planı kapsamında bulunup bulunmadığı ilgili Belediye Başkanlıklarından sorulmamış; ziraatçi bilirkişi kurulundan taşınmazın niteliği, üzerinde sürdürülen zilyetliğin şekli ve süresi yönünden ayrıntılı rapor alınmamış; zira yine söz konusu hususların tespiti amacıyla yöntemine uygun şekilde hava fotoğrafı incelemesi yaptırılmamış; dosya arasında yer alan soyut içerikli ve zilyetlikle iktisap koşullarının oluşup oluşmadığı hususunda açıklama içermeyen, yalnızca dava konusu taşınmazı değerini belirtilmekle yetinilen bilirkişi raporu hükme esas alınmıştır. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulamaz.
Keşiflerde dinlenen yerel bilirkişi ve tanıklar davacı tarafın zilyetliğinin 40-50 yıl olduğunu ifade ettiklerine, keşif tarihi itibariyle bu tarihin 1957-1967 yıllarına tekabül etmesine, bu tarihten 25.5.1976 intikal tarihine kadar kazanma için gereken 20 yıllık iktisap süresi dolmadığına göre taşınmazın bu maddeye göre kazanılmasının mümkün olmadığı-
Ecrimisilin, gelir getirebilecek bir yerin, işgali nedeni ile malikin o yerden olağan biçimde yararlanamaması yüzünden mal varlığında meydana gelecek artışına engel olunması neticesinde kötüniyetli zilyetten isteyebileceği tazminat olduğu, bu engel olmanın sağladığı mal varlığına girmeyen çoğalmanın, en az kira, en çok tam gelir yoksunluğu olduğu, tam gelir istenmesi halinde, bu tür zararın varlığını ve kapsamını ispatlamasının gerekeceği, ecrimisil isteyebilmek için o taşınmazın öncelikle ya mülkiyetine ya da zilyetliğine sahip olunduğunun isbat edilmesi gerekeceği, MK.'nun 639. maddesi uyarınca zilyedin malik olabilmesi için, nizasız ve fasılasız 20 yıl ve daha fazla bir süre zilyetlik yeterli olmayıp, zilyedin sözü edilen hüküm gereğince dava açıp tescil kararı almış bulunmasının şart olacağı, zira, tescil ( veya iptal ) kararlarının izhari ( açıklayıcı ) değil ve fakat ( yenilik doğurucu ) ihdasi olduğu, bu nedenle ecrimisilin; çekişmeli taşınmazın mülkiyetinin tespitine dair ilamı
Kural olarak davaya dâhil edilmek suretiyle taraf teşkili mümkün değil ise de, bu tür davalarda Hazine ile kayıt malikleri arasında bir bakıma zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan Hazineye karşı açılmış bulunan bir davada kayıt maliklerinin usulen belirlenecek mirasçılarına davanın yöneltilmesi suretiyle taraf teşkilinin sağlanması ve yargılamanın yürütülüp sonuçlandırılmasının mümkün olduğu-
TMK’nin 713/2. maddesine dayanan tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde ise ağaçların muhdesat olarak bedelinin tahsili isteği dayanmaktadır. Somut olayda, dava TMK’nin 713/2. maddesine dayalı tapu iptali ve tescil, bunun mümkün olmaması halinde muhdesat bedelinin tahsili isteği-
“Zilyedliğe dayalı tescil” davasının, “olağanüstü kazandırıcı za-ma-naşımı süresi”nin -daha önce açılan davaya, davalı Hazinenin karşı koymasından dolayı- kesilip, dava tarihinde henüz dolmamış olması ha-linde, tescil talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
8. HD. 24.09.2018 T. E: 12663, K: 16059-
Somut olayda; davacıların 262 ada 69 parsel üzerindeki zilyetliklerini hayvan otlatmak suretiyle devam ettirdiklerini ileri sürdüğü, mahkemenin kabulünün de bu doğrultuda olduğu, bu tür zilyetliğin, ekonomik amaca uygun sayılmadığı, kaldı ki, taşınmazın fiziki yapısı, bitki örtüsü ve dosyaya sunulan fotoğraflara göre zilyetlik yoluyla kazanılmayacak yerlerden olduğu, hal böyle olunca davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Yol ve meydan gibi yerlerin olağanüstü zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla kazanılamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.