İlam mahiyetindeki belgelerin; mahkeme huzurunda yapılan sulhlar, kabuller ve para borcu ikrarını havi re'sen tanzim edilen noter senetleri, istinaf ve temyiz kefaletnameleri ile icra dairesindeki kefaletler olduğu-
İcra emrinin 21.05.2011 tarihinde borçluya tebliğ edildiği, icra emri tebliğ tarihinden sonra 24.05.2012 tarihli, Samsun 1.Aile Mahkemesi kararından bahisle nafakalar ile tazminatların Mayıs 2012 ayı itibariyle tamamen ödendiğine dair alacaklının imzasını taşıyan belge ile alacaklıya ödeme yapıldığına göre bu ödemenin takipten sonra yapıldığı kabul edilerek, borçlunun dava dilekçesinde kabul ettiği 1.240 TL. ve takip masrafları yönünden takibin devamına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Takip ve şikayet tarihi itibariyle takibe dayanak ilamın kesinleşme tarihine kadar dosya borcunun tam olarak ödenmemesi halinde kesinleşme tarihinden sonra kamu alacakları için öngörülen en yüksek faizin istenebileceği- İcra emrinin, kararın kesinleşmesinden sonra AY mad. 46 uyarınca faizin istenebileceği şeklinde düzeltilmesine karar verilmesi gerektiğinden kararın kesinleşmesinden itibaren en yüksek mevduat faizi istenemeyeceği-
İhtiyati haciz sırasındaki kefaletin -asıl borçlu hakkındaki takip iptal edilmedikçe- geçerli olup, «ilam niteliğinde» olduğu–
Alacağın tüketici kredisinden kaynaklanması halinde, borçlunun temerrüde düşüp düşmediğinin, alacağın muaccel olup olmadığının, ne miktarının tahsil edilebilir olduğunun, faiz miktar ve oranlarının tespitinin, tüketici yasası koşullarında yargılama yapılmasını gerektireceği, o halde İİK.nun 68/b ve İİK.nun 150/ı maddesinin tüketici kredilerinde uygulama olanağının olmadığı-
Yargılama sırasında şikayet sebepleri dikkate alınarak yeniden usule uygun şekilde çocuk teslimi veya çocukla kişisel ilişki kurulmasına ilişkin örnek 3 icra emri düzenlenerek borçlu tarafa tebliğ edilmiş olduğundan, icra emrine yönelik tüm eksikliklerin giderilmiş olması nedeniyle konusuz kalan davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığı ve şikayet tarihinde borçlunun şikayette haklı olduğu anlaşıldığından aleyhine yargılama gideri ile vekalet ücreti verilmesine yer olmadığı-
Mahkemece, öncelikle icra emrinin usulüne uygun düzenlenip düzenlenmediği konusunda değerlendirme yapılması, icra emrinin usulüne uygun düzenlendiğinin anlaşılması halinde, şikayete konu nafaka borcunun muhtıra tarihi itibariyle, borçlunun sunduğu ödeme dekontları da değerlendirilerek bakiye borcun Yargıtay denetimine imkan tanıyacak şekilde uzman bilirkişi aracılığıyla inceleme yaptırılarak ek rapor düzenlettirilmek suretiyle oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İİK. 150/ı maddesine göre ‘ipotek akit tablosu kayıtsız şartsız bir para borcu ikrarını içermesi dahi’ krediyi kullandıran (alacaklı) taraf (banka), hesap özetini noter vasıtasıyla borçluya gönderildiğine dair noterden tasdikli bir örneği, icra müdürlüğüne ibraz ettiği takdirde borçluya ‘örnek 6’ icra emri gönderilebileceği–
Birleştirmeye konu davalar bağımsız kimliklerini koruyacağı- Birleşen dosya hakkında olumlu-olumsuz bir karar verilmeden, asıl ve birleşen dosyalar hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmaksızın yalnızca asıl dava yönünden inceleme yapılarak sonuca gidilmesinin hatalı olduğu- Asıl dosya ve birleşen dosyaların karar başlığında ayrı ayrı gösterilerek hüküm kurulmamasının şekli ve usuli bir eksiklik olduğu-
Alacaklı tarafından takibe dayanak yapılan ilam takip tarihinden önce bozulmuş olup, alacaklı tarafından icra takibine başlanırken geçerli bir ilam sunulmadığından, bozulmuş bir ilama dayalı olarak ilamlı icra takibine başlanamayacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.