3095 sayılı Kanun'un 2/2. maddesinde ''Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur." düzenlemesinin mevcut olduğu, bu düzenlemeye göre takip konusu alacağa 3095 sayılı Yasa'nın 2/2. maddesinde öngörülen avans faiz oranlarının uygulanmasının gerekeceği-
Fuzuli işgal nedeniyle men-i müdahale (el atmanın önlenmesi) ilamının takibe konulabilmesi için kesinleşmesine gerek bulunmadığı–
3095 sayılı Kanun'un 2/2. maddesinde ''Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası'nın önceki yılın 31 Aralık günü kısa vadeli avanslar için uyguladığı faiz oranı, yukarıda açıklanan miktardan fazla ise, arada sözleşme olmasa bile ticari işlerde temerrüt faizi bu oran üzerinden istenebilir. Söz konusu avans faiz oranı, 30 Haziran günü önceki yılın 31 Aralık günü uygulanan avans faiz oranından beş puan veya daha çok farklı ise yılın ikinci yarısında bu oran geçerli olur." düzenlemesinin mevcut olduğu, bu düzenlemeye göre takip konusu alacağa 3095 sayılı Yasa'nın 2/2. maddesinde öngörülen avans faiz oranlarının uygulanmasının gerekeceği-
Takip konusu ipoteğin limit ipoteği olduğu, takibin İİK'nun 150/ı maddesi gereğince başlatıldığı görülmüş ise de, dosya içeriğinden, borçlu adına yöntemince yapılan bir hesap kat ihtarnamesi tebliğine rastlanmamış olup, bu durumda borçlu hakkında ipoteğin paraya çevrilmesi yoluyla ilamlı takip yapılmasının mümkün olmadığı, İİK'nun 150/ı maddesi uyarınca kredi kullanan asıl borçluya, kredi ilişkisi nedeniyle hesap özeti-ihtarname tebliğ edilmemiş olduğundan, alacaklı tarafından borçlu hakkında ancak ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile ilamsız takip yapılabileceği ve borçluya İİK'nun 149/b maddesine göre örnek 9 ödeme emri gönderilebileceği, bu hususun kamu düzeninden olup, İİK'nun 16/2. maddesi gereğince süresiz şikayete tâbi olduğu ve mahkemece re'sen nazara alınması gerekeceği, o halde mahkemece, icra emrinin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece yapılacak iş; duruşma açılarak tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranlarının sorulması ve hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olması gerektiği-
İİK'nun 68/b ve İİK'nun 150/ı maddesinin, tüketici (konut) kredilerinde uygulanma olanağının olmadığı-
İpotekli taşınmaz malikine takipten önce çıkarılan hesap kat ihtarının usulsüzlüğü gerekçesiyle icra emri iptal edildikten sonra, aynı takipte borçlu aleyhine yeniden düzenlenen hesap kat ihtarı tebliğ edilerek icra emri gönderilemeyeceği-.
İcra kefaletinin «müteselsil kefalet» olduğu–
Mahkemece, şikayete konu icra emrine dayanak bozma sonrası ilamda hükmedilen faiz türü dikkate alınıp, hakkın doğum tarihinden itibaren tarafların bildireceği bankalardan mevduata uygulanan en yüksek faiz oranları dosya arasına alındıktan sonra dosya bilirkişiye tevdi edilerek ödeme tarihine kadar işlemiş faiz miktarı belirlenip ve yine TBK'nun 100.maddesi kapsamında ödemenin öncelikle faizden düşülmek sureti ile hesap yapılacak şekilde rapor aldırtılıp usuli kazanılmış haklar da gözetilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçluya gönderilen ihtarnamalere ilişkin tebligatların usulsüzlüğü borçlu tarafından ileri sürülmeden icra mahkemesince re’sen incelenerek icra emrinin iptaline karar verilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.