Medenî Kanunun yürürlüğünden önce yapılmış olan evliliklerin, Medenî Kanun bakımından da geçerli olduğu, böyle bir evliliğin varlı-ğının her türlü delille ispat edilebileceği, bu tür dâvalarda hak düşürücü ya da zamanaşımı süresi söz konusu olmadığı–
Kredi kullanan asıl borçlu ile borca teminat olarak taşınmazını ipotek verenin ayrı ayrı kişiler olması durumunda İİK'nun 149. maddesine göre zorunlu dava arkadaşı olarak birlikte takiplerinin gerektiği, kendisine icra emri çıkarılan ipotek veren 3. kişinin İİK'nun 149/a maddesi kapsamında borcun itfa veya imhal edildiği iddiası ile icra mahkemesinden takibin iptalini isteyebileceği veya genel mahkemelerde borçlu olmadığı parayı ödemek zorunda kaldığı iddiası ile istirdat davası açılabileceği, İİK'nun 150/ı maddesinde krediyi kullanan tarafa gönderileceği belirtilen hesap özetine (kendisine gönderilmiş olsa dahi) itiraz edebileceği yönünde yasal bir düzenleme bulunmadığı, itirazın ipotek veren hakkında ilamlı takip yapılmasına engel olmadığı-
Borçlunun, sahtelik nedenine dayalı açtığı menfi tesbit davasının İİK.’nun 72. maddesi kapsamında bir dava olup anılan maddedeki usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibinin durdurulabileceği, bu durumda HMK.’nun 209. maddesinin uygulanmayacağı-
Alacaklının ilamlı icra takibi yerine ilamsız icra ile takip başlatmak istemesi, borçlunun icranın geri bırakılması kararı alarak takibi durdurmasını önlemek veya ilamın bozulması halinde takibin durmasının ve sonrasında alacağın olmadığı ya da daha az olduğunun ilamla belirlenmesi halinde icranın iadesinin yolunu kapatmak olarak değerlendirileceğinden bunun İİK mad. 32 hükmüne aykırılık teşkil ettiği- İlamlı icra takibi yapabilecek iken ilamsız icra takibi yapılması dürüstlük kuralına aykırı olacağı-
İcra mahkemesindeki (tetkik merciindeki) itirazın kaldırılması duruşması sırasında, borçlunun, alacaklının muvafakatı ile itiraz sebeplerini değiştirebileceği–
İcra mahkemesi borca veya imzaya itirazın incelenmesi sırasında sahtelik iddiasına dayalı olarak genel mahkemelerde açılan davaları bekletici mesele yapamayacağı gibi takibin durdurulmasına da karar veremeyeceği, mahkemenin sadece İİK.nun 169/a-2. maddesi uyarınca itirazın esası hakkındaki kararına kadar icra takibinin muvakkaten durdurulmasına karar verebileceği, borçlunun itirazının esası incelenerek karar verilecekken, açılan sahtelik davası gerekçe gösterilerek HMK'nun 209. maddesi uyarınca dava sonuçlanıncaya kadar icra takibinin durdurulmasına karar verilemeyeceği-
Takip konusu ipotekli borcun «alacaklının, aralarındaki sözleşme ile üstlendiği yükümlülüğü yerine getirmemesi halinde, alacaklı tarafından takip konusu yapılamayacağının» kararlaştırılmış olması halinde, icra mahkemesinin -şikayet üzerine- bu hususu İİK. 149a maddesine göre inceleyebileceği—
Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunmasının mümkün olmadığı- Kesinleşen takipte mirasçılara fazladan ödeme emri çıkarılması yeni bir takibin başlatıldığı anlamına gelmeyeceğinden, mirasçıların murisin ölümünden önceki işlemlere karşı itiraz edemeyeceklerinden mahkemece kısıtlı mirasçının sözleşme tarihi itibariyle hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılarak ve anılan mirasçı vasisinin mirasın reddedildiği iddiasının esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, kambiyo senedine mahsus yapılan takipte sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte yetki itirazında bulunduğu, bu itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında borca itiraz mahiyetinde olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.