Takip konusu ipotekli borcun «alacaklının, aralarındaki sözleşme ile üstlendiği yükümlülüğü yerine getirmemesi halinde, alacaklı tarafından takip konusu yapılamayacağının» kararlaştırılmış olması halinde, icra mahkemesinin -şikayet üzerine- bu hususu İİK. 149a maddesine göre inceleyebileceği—
Murisin külli halefi olan mirasçının asıl borçlunun (murisin) itiraz hakkı kalmadığı durumlarda yeniden itirazda bulunmasının mümkün olmadığı- Kesinleşen takipte mirasçılara fazladan ödeme emri çıkarılması yeni bir takibin başlatıldığı anlamına gelmeyeceğinden, mirasçıların murisin ölümünden önceki işlemlere karşı itiraz edemeyeceklerinden mahkemece kısıtlı mirasçının sözleşme tarihi itibariyle hukuki ehliyetinin bulunup bulunmadığı araştırılarak ve anılan mirasçı vasisinin mirasın reddedildiği iddiasının esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun icra mahkemesine yaptığı başvuruda, kambiyo senedine mahsus yapılan takipte sair itiraz ve şikayetleri ile birlikte yetki itirazında bulunduğu, bu itirazın İİK 169/a maddesi kapsamında borca itiraz mahiyetinde olduğu-
Kambiyo senetlerine dair borca itiraz davasında, borcun bulunmadığı veya itfa yahut imhal edildiğinin ancak resmi veya imzası ikrar edilmiş bir belge ile kanıtlanabileceği-
Borçlu vekiline 01.07.2014 tarihinde icra emri tebliğ edilmiş olup borçlu tarafça yedi günlük itiraz süresi geçirildikten sonra 11.12.2014 tarihinde İcra Mahkemesi'ne itfa itirazında bulunulduğu; bu durumda mahkemece, itirazın yedi günlük süre içinde yapılmadığı nazara alınarak süre aşımı nedeniyle reddine karar verilmesi yerine, işin esasının incelenerek yazılı şekilde hüküm kurulmasının isabetsiz olduğu-
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile taraflar arasında takip dayanağı senedin faktoring sözleşmesi kapsamında alındığının alacaklının kabulünde olduğu, 6361 sayılı Finansal Kiralama, Faktoring ve Finansman Şirketleri Kanunu’nun 9. maddesi ve yönetmeliğin 8. maddesince, alacaklı faktoring şirketinin bono yönünden yetkili hamil olduğunu fatura ile tevsik etmesi gerektiğinin düzenlenmesi gerektiği, alacaklı tarafından bonoya yönelik bir fatura sunulmadığından, İİK. 170/a uyarınca 'takibin iptaline' karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik bulunmadığı-
Noterlikçe re'sen düzenlenen senetler ilam mahiyetinde olup,'imzası noterlikçe onaylanan' belgelerin ise İİK.madde 33 anlamında ilam niteliğinde sayılamayacağı-
Dayanak belgenin hangi ilişkinin teminatı olduğunun senet üzerine yazılmak suretiyle ya da yazılı belge ile kanıtlaması gerektiği- İİK. mad. 169/a maddesi uyarınca, belgede, takip dayanağı senede açıkça atıf yapılmasının zorunlu olduğu- Sözleşme tarihinin, bononun düzenlenme tarihi ile aynı olması, sözleşmenin konusu olan araç devir tarihinin, bononun vade tarihi ile aynı olması, sözleşmede teminat olarak verildiği belirtilen senedin değeri ile takibe konulan bononun değerinin aynı olması, sözleşmede, bonoya açıkça atıf yapıldığını göstermekte olup, bu durumda takibe konu senedin, araç devrinin teminatı olarak verildiğinin ve borçlunun borca itirazının kabulü ile İİK. mad. 169a/5 uyarınca takibin durdurulmasına karar verilmesi gerektiği-
Borçlu vekilinin icra mahkemesine başvurusu, İİK.nun 168/5. maddesi kapsamında borca itiraz niteliğinde olup, itirazın incelenmesinin aynı kanunun 169/a maddesi gereğince duruşmalı olarak yapılması gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.