Davacı, dava dışı üçüncü kişiden davalıdan olan alacağının 100.000 TL'sini devralmış, temlik belgesini davalıya tebliğ etmiş, bu davanın açılmasından önce temlik alınan para, temlik edenin borçlarından dolayı icra veznesine ödenmiş olduğundan davacı bu paranın kendisine ödenmesi gerektiği iddiasında olduğu takdirde, eda davası açmak suretiyle bu parayı davalıdan talep edebileceğinden davacının, davacının tespit davası açmakta hukuki yararı bulunmadığı için davanın reddine karar vermek gerektiği-
Alacaklıya savunma hakkı tanınmasının yanı sıra; şikayete konu haczedilen alacakların çevre ve temizlik vergisi payı olduğu iddia edilmiş ise de, bu paraların gerçek niteliği, mahkemece duruşma açılarak ve şikayetin mahiyetine göre gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
3. kişi 89/1 haciz ihbarnamesine yasal süresi içinde itiraz etmiş bulunmakla, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş bir alacak bulunmadığından, icra müdürlüğünün “ ..... borçlunun hesabında bulunan ... USD ve ..TL’nin dosyamıza yatırılması rica olunur” şeklindeki muhtıra gönderilemeyeceği, buna rağmen tebliğe çıkartılan bila tarihli ödeme muhtırası iptali isteminin, bir hakkın yerine getirilmemesine ilişkin olup süresiz şikayete tabi olduğu-
Haciz ihbarnamesine karşı gerçeğe aykırı beyanda bulunan üçüncü kişi hakkında -İİK. 89/IV ve 338 uyarınca- icra mahkemesinde hem tazminat hem de cezalandırma isteğiyle açılan davaya "ceza hakimi sıfatıyla" bakılması gerekeceği–
İcra takibinde üçüncü kişi durumunda olan davacıya üçüncü haciz ihbarnamesinin tebliğinden itibaren menfi tespit davası açması için verilen 15 günlük sürenin hak düşürücü süre olması nedeniyle süresinde açılmayan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Birinci ve ikinci haciz ihbarnamelerinin şikayetçiye bizzat tebliğ edildiği, tebligatlardaki imzalara yönelik herhangi bir itirazda bulunulmadığı, üçüncü haciz ihbarnamesinin ve 103 davetiyelerinin usulüne uygun tebliğ edilmediğine dair herhangi bir iddia ileri sürülmediğinden, üçüncü haciz ihbarnamesi tebliğ tarihi esas alındığında icra mahkemesine başvurunun yasal 7 günlük süreden sonra olduğu, bu gerekçeye göre ilk derece mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu-
Vekilinin beyanından dolayı asilin sorumlu tutulamayacağı-
Cevap dilekçesinde davayı reddeden davalı tarafından yargılama sırasında davayı kabul etmiş olması halinde, yargılama giderleri ve vekalet ücretinden sorumlu olacağı–
Şirkete çıkartılan 89/1 haciz ihbarnamesinin yetkili kişinin adreste bulunup bulunmadığı tespit edilmeden doğrudan çalışana tebliğ edilmesi nedeni ile tebligat işleminin usulsüz olduğu ve bu nedenle 89/1 haciz ihbarnamesinde yazılı süre sona ermediğinden, borcun üçüncü kişinin zimmetinde sayılması hususunun gerçekleşmediği- Usulsüz tebligata dayalı çıkartılan 89/1 akabinde 89/2 ve 89/3 haciz ihbarnamelerinin yok hükmünde olduğu ve bu hususun süresiz şikayete tabi olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.