Ittıla tarihinin, şikayet dilekçesinde yer alan tarihten sonraya ait bir tarih olduğu düşünülemeyeceğine göre, borçlunun usulsüz tebligatı öğrenme tarihinin şikayet dilekçesi tarihi olduğu kabul edilerek, mahkemece Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca 89/1 haciz ihbarnamesinin tebligat tarihinin bu tarih olarak düzeltilmesine karar verilmesi gerektiği-
Mahkemece, ihtiyati tedbir kararının verildiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere, bu tarihten sonra uygulanan hacizlerin ve muhafaza işlemlerinin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davalı borçlunun gerek haciz ihbarnameleri üzerine muhtelif icra dosyalarına yaptığı ödemeler , gerek iflas dosyasına ödemeleri çerçevesinde yeniden bilirkişi incelemesi yaptırılarak takip tarihi itibariyle borçlu olup olmadığı, varsa miktarı belirlendikten sonra işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
İİK'nın 89. maddesi hükmüne göre kendisine 1. haciz ihbarnamesi gönderilen kimsenin bu haciz ihbarnamesine itiraz etmemesi halinde, mal yedinde ve borcun zimmetinde sayıldığı, 3. kişinin ihbarnameye süresi içinde itiraz etmesi halinde usulüne uygun bir haczin varlığından bahsedilemeyeceği, elinde borçluya verilmesi gereken bir mal ya da para bulunan 3. kişinin gerçeğe aykırı itirazı halinde dahi hacizden söz edilemeyeceği ve alacaklının haklarının ancak aynı Yasa'nın 89/4 ve 120/2. maddeleri çerçevesinde korunabileceği, İİK'nın 89. maddesi kural olarak borçlu ile 3. kişi arasındaki bir hukuki ilişkiden kaynaklanacak (müstakbel) alacaklar için de uygulanabileceği- 1. haciz ihbarnamelerine 3. kişi Vergi Dairesi'nce itiraz edildiği anlaşıldığından, belirtilen takip dosyalarında vergi dairesi nezdinde tahakkuk edecek paraya konulmuş bir hacizden söz edilemeyeceği- Asıl dosyada şikayetçinin alacaklı bulunduğu takip dosyasından gönderilen haciz ihbarnamesine vergi dairesince itiraz edilmediği ve verilen cevapta haczin işlendiği belirtildiğinden ilk haczin bu ihbarnamenin tebliğ tarihinde konulduğunun kabulü gerektiği-
Uyuşmazlık; 6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un (6183 sayılı Kanun) 79 uncu maddesine göre menfi tespit istemine ilişkindir.
Mahkemece nispi harca tabi olan tazminat davası için birinci haciz ihbarnamesinde belirtilen borç miktarı üzerinden hesaplanacak nispi harcın tamamlatılması gerektiği halde, alacaklı tarafından ............. tarihinde yatırılan ........... TL peşin harca istinaden davaya devam olunduğunun anlaşıldığı, o halde, mahkemece, öncelikle davacıya birinci haciz ihbarnamesindeki borç miktarı olan ................. TL üzerinden nispi harcı tamamlaması için Harçlar Kanunu' nun 30. maddesine uygun şekilde kesin süre verilerek, sonucuna göre tazminat talebi hakkında HMK. nın 297/2. maddesine uygun şekilde hüküm kurarak olumlu olumsuz karar verilmesi gerekirken eksik alınan harçla davaya devam olunmasının isabetsiz olduğu-
Mahkemece İcra Müdürlüğü'ne 6552 sayılı Kanun'un 121. maddesi ile 5393 sayılı Belediye Kanunu'nda 15.maddenin son fıkrasına eklenen hüküm gereğince işlem yapılması yönünde talimat vermekle yetinilmesi gerektiği-
6100 sayılı HMK'nunda "dahili davalı" adı altında bir müessese öngörülmemiş olup, dava açıldıktan sonra ek dilekçe ile davada taraf olmayan 3. kişilerin davaya dahili mümkün olmadığından davada taraf olmayan şahıs hakkında mahkemece aleyhe hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
İİK'nun 338 inci maddesinde düzenlenen suçun oluşabilmesi için, beyanda bulunanın sanık olması gerektiği - Birinci haciz ihbarnamesine karşı itirazın 18.03.2016 tarihinde üçüncü kişi sanığın vekili aracılığıyla yapıldığı, cezaların şahsiliği ilkesinden hareketle bizzat itiraz mahiyetinde beyanda bulunmayan sanık yönünden yüklenen suçun unsurlarının oluşmadığı-
İİK'nın 89/4. maddesine dayalı olarak açılan tazminat davasında, tarafların göstereceği deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun üçüncü kişiden olan muaccel alacağının, üçüncü kişiden istenebileceği; Kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığının genel hükümler çerçevesinde belirleneceğini; diğer bir ifade ile anılan maddeye göre tazminata hükmedilebilmesi için, borçlunun, haciz ihbarnamesinin üçüncü kişiye tebliği tarihi itibariyle, üçüncü kişi nezdinde kesinleşmiş, haczedilebilecek muaccel bir alacağının bulunmasının zorunlu olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.