Birinci haciz ihbarnamesine üçüncü kişi tarafından itiraz edilmiş olması halinde, alacaklının İİK. mad. 89/4 gereğince tazminat davası açması mümkün olduğu ve bu nedenle borçlunun haczedilmezlik şikayetinde bulunmasına engel bir durum olmadığı-
Alacaklı tarafından 125.000,00 TL bedel üzerinden ................ Asliye Ticaret Mahkemesi'nin ............. D. İş dosyası ile ihtiyati haciz kararı alındığının, ihtiyati haciz kararı kapsamında 3. kişiye birinci haciz ihbarnamesi gönderildiğinin, 3. kişi vekilinin ihbarnameye cevabında şikayetçi borçlunun haciz ihbarnamesi tebliğ tarihi itibariyle müvekkili nezdinde dosya borcunu karşılayacak tutarda alacağı olduğunun, haciz yazısında belirtilen 125.000,00TL’nin icra dosyasına ...........tarihinde ödendiğinin, bu tutar üzerinde başkaca haciz bulunmadığının beyan edildiğinin görüldüğü, o halde; Bölge Adliye Mahkemesince ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına yönelik karara karşı alacaklının istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacının «ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmesinin yasaya aykırı olduğunu» şikayet yolu ile icra mahkemesine bildirerek hatalı işlemin iptalini sağlama olanağı varken, olumsuz tespit davası açmasında hukuki yararının bulunduğunun ileri sürülemeyeceği–
İİK'nun 89. maddesine göre taşınmazların haczinin mümkün olmadığı ve bu konudaki şikayetin süreye tabi olmadığı- Borçlunun 3. kişiden daire talep etme hakkının bulunduğu, İİK'nun 120. maddesi gereğince yetki alarak genel mahkemeye müracaat etmek gerektiği, bu işlem yapılmadan hakkın yerine getirilmediği gerekçesiyle doğrudan 3. kişiden dairenin bedelinin istenmesinin ise İİK'nun 89 ve 120. maddeleri hükümlerine aykırılık teşkil ettiği-
Davacının İ.İ.K. 89. Maddesine göre borçlu olmadığını ileri sürdüğü ve haciz tehdidi altında yargılama sırasında protokol imzaladığı anlaşıldığından davacının davasının kabulü gerektiği-
Rutin ödemeler (kira alacakları vs.) dışında ileride doğacak, doğması muhtemel bir hakkın bu aşamada üçüncü şahıslarca net olarak bilinmesi mümkün olmadığından, haciz ihbarnamesinin muhtemel alacaklar açısından sonuç doğurmayacağı- Borçlunun, üçüncü kişi nezdinde ileride doğması muhtemel alacaklarının haczinin ise ancak İİK.nun 78. maddesi kapsamında gönderilecek haciz yazısı ile mümkün olduğu-
Mahkemece, davacının alacaklı olduğu takip dosyasından paylaşıma konu para üzerine... tarihinde haciz konulduğundan buna göre sıra cetveli düzenlenmesi gerektiği gerekçesiyle, sıra cetvelinin iptaline karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
Mahkemece, İİK.nun 278. maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının incelenmesi gerekeceği, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs.nin araştırılması gerekeceği, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemlerin, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceğinin, ayrıca ticari işletmenin veya işyerindeki ticari emtianın tamamının ve mühim bir kısmının devri halinde de tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastının irdelenmesi gerekeceği, öte yandan İİK.nun 279. maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediğinin de takdir olunması gerekeceği-
Bilirkişi raporunda, faiz ve Eruo kuru hesabının, ihtiyati haczin kesinleştiği tarihe göre değil, takip dosyasına yatan paraların dosyaya girdiği tarihe göre yapılmasının yerinde olduğu- Şikayet konusu yapılan ve bilirkişi tarafından da esas alınan dosya hesap tarihinden önce olan ödemenin bilirkişi tarafından hesaplamada dikkate alınmadığı görüldüğünden, takip dosyasında yapılan tahsilatlar nazara alınarak denetime elverişli olacak şekilde ek bilirkişi raporu alınması gerektiği-
Davacı şirkete kayyum atanmış olmasının, daha önce şirket yetkililerince verilmiş olan vekaletnameyi kayyum tarafından azledilmedikçe kendiliğinden geçersiz hale getirmeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.