İcra takibine dayanak yapılan ilamın incelenmesinde, alacağın; apartmanın kanalizasyon sorununun giderilmesi sırasında meydana gelen kazadan doğan tazminata ilişkin olup, alacaklı 634 sayılı Yasa'nın 35. maddesine göre apartman yönetimi hakkında takip yapabileceği gibi, aynı Kanun'un 20. maddesi uyarınca da ilama konu borcun yasal sorumlusu olan kat malikleri hakkında da takip yapabileceği-
Borçlunun 3. kişide parasının bulunması halinde 3. kişiye “haciz ihbarnamesi” yerine “haciz müzekkeresi (yazısı)” gönderilmesi ile bu paranın haczedilmiş sayılacağı, buna karşın 3. kişide borçlunun bir alacağı (parası) yoksa o zaman, 3. kişiye gönderilen “haciz yazısı” ile İİK.nun 89. maddesindeki sonuçların doğmayacağı ve söz konusu paranın haciz yazısına cevap vermeyen 3. kişi zimmetinde sayılmayacağı-
Kooperatifin borçlarından dolayı ortakların ancak kooperatifin iflası veya dağılması hallerinde ve ana sözleşmede belirtilen sınırlı veya sınırsız biçimde sorumlu olabileceği-
Üçüncü kişiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesinde yazılı olan miktarın ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamelerinde arttırılamayacağı – Üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusu, yasanın emredici kurallarına aykırılıktan kaynaklanan şikayet niteliğinde olduğundan bu şikayetin “ bir hakkın yerine getirilmemesi” ile ilgili olması nedeniyle süreye tabi olmadığı-
Borçlunun İİK’nun 33a maddesindeki prosedürü takip etmeden ‘zamanaşımı oluştuğu’ndan bahisle malları üzerine konulan ‘haczin kaldırılmasını’ isteyemeyeceği–
İİK’nun 89/I haciz ihbarnamesine gecikmiş itirazda bulunarak takibin iptalini istemiş olan 3. kişinin icra mahkemesinden aldığı «gecikmiş itirazın kabulüne» ilişkin kararın kesinleşmesi halinde genel mahkemede açtığı olumsuz tespit davasının «hukuki yarar yokluğu» nedeniyle reddedilmesi gerekeceği–
İİK.nun 89/III. maddesine göre açılmış olan menfi tesbit davasında mahkemece verilmiş olan “iş bölümü sebebiyle” gönderme kararının kesin nitelikte olup temyiz edilemeyeceği-
Şikayetçinin başvurusu, kendisine gönderilen İİK’nun 89/1, 89/2 ve 89/3. maddeleri kapsamında düzenlenen haciz ihbarnamelerinin usulsüz tebliğ edildiğine ilişkin olup, mahkemece; şikayetçiye gönderilen birinci haciz ihbarnamesi usulüne uygun tebliğ edilmemiş ise, birinci haciz ihbarnamesine ıttıla tarihine göre süresinde itiraz edilmesi halinde artık şikayetçiye ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi çıkarılamayacağından, ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesi yok hükmünde olduğundan ilk haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi ile ikinci ve üçüncü haciz ihbarnamesinin iptaline karar vermek gerekeceği-
Şirketi temsile yetkisi bulunduğu -ticaret sicili memurluğunun yazısından- anlaşılan kişiye, şirket adına yapılan haciz ihbarnamesi tebligatının geçerli olduğu–
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, takip borçlusu ile onun borçlusu olan banka arasında mevcut olan bir hukuki ilişkiye dayanan, henüz doğmamış olmakla beraber, ileride doğması muhtemel bulunan alacakların müstakbel alacaklar olduğu, ancak borçlu ile banka arasında mevcut bir hukuki ilişkiye dayanmayan, sırf ümit ve ihtimale dayanan alacaklar, devamlılık arz eden bir alacak olmadığından, müstakbel alacak olarak haczi mümkün olmayacağı, bu halde haciz ihbarnamesinin bankaya tebliği anında bankada borçlu adına mevcut olan alacakların haczedilebileceği, bu durumda borçlu ile banka arasında devri edimler doğuran temel bir hukuki münasebet olmadığı, üçüncü kişi bankaya gönderilen haciz ihbarnamesi, doğmuş yada doğacak alacakların haczi ibaresini içerse bile, üçüncü kişi banka haciz ihbarnamesini tebellüğ ettiği tarihteki mevcut durumla sınırlı olarak sorumlu olduğu, davalı banka tarafından sadece haciz ihbarnamesinin tebliğ tarihinde mevcut hesap bakiyesine haciz uygulanmasına ilişkin işlem hukuku uygun olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.