Borçlunun henüz çalışmadığı ya da çocuk yaşta olduğu dönemlerde alınmış bir eşya tespit edilirse bu kez fatura dahi sunulmasına gerek olmadan üçüncü kişinin istihkak iddiasında haklı olduğunun düşünülmesinin gerekeceği, bununla birlikte bilirkişi incelemesi sonucuna göre üçüncü kişi adına düzenlenen faturalar kapsamında kalan eşyalar yönünden de istihkak iddiasının kanıtlandığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Borçlunun konutunda ve borçlu elinde haczedilmiş olan menkuller bakımından “mülkiyet karinesi”nin, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı; bu karinenin aksinin davacı üçüncü kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle kanıtlanması gerekeceği-
Mallar borçlu elinde haczedilirse, mülkiyet karinesi borçlunun, (dolayısıyla davalı alacaklının) yararına olacağı- Bu karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından ispat edilmesi gerektiği- Davaya konu mahcuzlar misli nitelikte olmakla birlikte davacı 3. kişinin borçlunun sadece kendisine ait pamukları işlediği iddiası, fabrikaya giriş-.çıkışları gösteren detaylı kayıtları sunması, borçlu ile 3. kişi şirket arasındaki iplik çekme fason sözleşmesinin üretilen iplikler üzerine ibare konularak ayırt edilmek suretiyle fabrikada teslim maddesi içermesi dikkate alındığında; davacı 3. kişinin karinenin aksini kanıtlayıp kanıtlayamadığının belirlenmesi amacıyla öncelikle; fatura ve sevk irsaliyelerinin tarihleri itibariyle giriş çıkış kayıtları ile karşılaştırılması, davacı 3. kişi şirketin ticari defterlerinin getirtilmesi, bundan sonra dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek, ve varsa tarafların bu konudaki banka kayıtları da incelenerek ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınarak rapor alınması, davalının sunmuş olduğu faturaların gerçek olup olmadığı, borçlunun aynı anda başka firmalara da fason üretim yapıp yapmadığı değerlendirilerek üretilen ipliklerin 3. kişi tarafından borçluya sevk edilen pamuktan imal edilerek ayırt edilerek teslim edilmiş sayılıp sayılmayacağı, fason üretim bedellerinin ödenip ödenmediğinin belirlenmesi ve taraflar arasındaki organik bağın çok yönlü araştırılması gerektiği-
Dava konusu haciz adresi ile borçlu şirketin ticaret sicil kayıtlarında yer alan adresinin farklı olduğu, yine haciz esnasında borçlu şirket yetkilileri hazır olmadığı gibi, borçlu şirketin haciz adresinde faaliyette bulunduğuna dair bir delil elde edilemediği anlaşıldığından, İİK'nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi üçüncü kişi yararına olup, karinenin aksinin alacaklı tarafından ispat edilmesi gerekeceği, alacaklı ispat vasıtası olarak cevap dilekçesinde üçüncü kişinin ticari defterlerine dayanmış olmasına rağmen, davacı tarafından sunulan faturanın defterde kayıtlı olup olmadığı araştırılmaksızın, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının bozmayı gerektirdiği-
Mahcuzun borçlu ile 3.kişi tarafından birlikte ellerinde bulundurulduğu, İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, borcun doğumundan sonra yapılan satış ve devir işlemlerinin alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik muvazaalı işlemler olduğu ve bu haliyle alacaklının haklarını etkilemeyeceği - Davalı 3.kişi tarafından ibraz edilen Çiftçilik Belgesi ve Çiftçi Kayıt Sistemine ilişkin kayıtların ibraz edilen tapu kayıt suretlerine göre oluşturulması mümkün olduğu gibi, dava açıldıktan sonra 3.kişi vekili savunmasında tapu kaydı itibariyle mülkiyet iddiasına dayanmasına karşın, bu savunmasından yaklaşık bir yıl sonra savunmasını değiştirerek satış sonrasında taşınmazın kullanımının adi nitelikli 17.9.2008 tarihli sözleşme ile müvekkiline bırakıldığını ileri sürmüş olup ibraz edilen kayıtlarla yasal mülkiyet karinesinin aksinin 3. kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispat edildiğinden söz edilemeyeceği-
Evli bir kadının, adına kayıtlı telefonu, kocası ile birlikte oturduğu konutta bulundurmasının, hayatın olağan akışına uygun olduğu–
Haczin 3. kişinin ticaret sicilde kayıtlı iş yeri adresinde yapıldığı, haciz sırasında borçlu şirket yetkilisi veya ortağı hazır olmadığı gibi, borçluya ait herhangi bir belge bulunmadığına göre mülkiyet karinesi davacı 3. kişi lehine olup, davanın İİK m. 96 gereğince 3. kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği-
Yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçlunun, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenememiş olacağından, borçlunun davalı sıfatı ile davaya katılmasının sağlanması için, davacı üçüncü kişiye süre ve imkan verilerek taraf teşkilinin sağlanması gerektiği-
Dava konusu hayvanların borçlunun elinde haczedilmiş olması nedeniyle “mülkiyet karinesi” borçlu, dolayısıyla davalı alacaklı yararına olduğundan, davacı 3. kişinin bu yasal karinenin aksini kesin ve güçlü delillerle ispat etmesi gerekeceği-
Borcun doğumundan sonra, borçlunun mali durumu konusunda bilgi sahibi olan davalı üçüncü işiye yapılan işyeri devrinin danışıklı olduğu kabul edilmesi gerektiği- Danışıklı işyeri devri alacaklının haklarını etkilemeyeceği- İşyeri devrinin danışıklı olmadığı düşünülse de, bu devrin İİK'nun 44.madde koşullarına uygun olarak yapıldığı iddia ve ispat edilmediğinden alacaklının hakları yine etkilenmeyeceğinden davacı alacaklının davasının kabulüne, aksi halde, yani devir borcun doğumundan önce yapılmış ise alacaklının açtığı davanın reddine karar verilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.