Davacı 3. kişi tarafından sunulan, isteyen her kişi adına düzenlenmesi olanaklı, borcun doğumundan sonra düzenlenmiş ve ayırt edici niteliği bulunmayan faturalar, yasal karinenin aksini ispata yeterli bulunmadığı gibi, yine borcun doğumundan sonra düzenlenmiş adi yazılı kira sözleşmesinin de bu doğrultuda, yasal karinenin aksinin ispatına yarayacak belgelerden olmadığı- Mahkemece, davacının yasal kayıtlarında 2014 yılı Eylül sonu itibari ile 17.820,50-TL tutarında mal stoku bulunduğunu, haczedilen malların davacıya ait olmasının bu nedenle mümkün olmadığını bildiren bilirkişi raporunun aksine yazılı şekilde davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
İstihkak iddiasında bulunan kişinin yargılama sırasında dava konusu hacizli şeyi davacının onayı olmadan dava dışı 3. kişiye devir ve temlik edebileceği, bu durumda davacının seçimlik hakkının bulunacağı, dilerse temlik alan kişi hakkındaki davasına devam edeceği, dilerse davanın konusunu, temlik eden şahıs aleyhine zarar ziyan davası olarak değiştirebileceği-
İcra mahkemesince “takibin ertelenmesine” karar verilmiş olmadıkça (ve bu karar gerekli teminat yatırılarak uygulanmadıkça) icra mahkemesince istihkak davasının reddi nedeniyle davalı alacaklı lehine tazminata hükmedilemeyeceği-
Davacı ve borçlu şirketler arasında organik bağ bulunduğu, borçlu ile davacı 3.kişi şirketin aralarında alacaklıdan mal kaçırmaya yönelik danışıklı işlemler yaptıkları, mahcuzları birlikte elde bulundurduklarından İİK.nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin de davacı 3.kişi tarafından kesin ve güçlü delillerle ispatlanması gerektiği-
Alacaklı tarafından "davacı üçüncü kişi ile borçlu arasında danışıklı işlem olduğu iddia edildiğinden, öncelikle borçlu ve üçüncü kişi şirket bünyesinde haciz tarihinden itibaren geriye doğru çalışanların tamamının listesini gösterir SGK kayıtlarının getirtilmesi, ayrıca borçlu şirket ortaklarından birinin üçüncü kişi şirkette sigortalı çalışan olduğu iddia edildiğinden, o şahsın hangi tarihlerde nerede çalıştığının tespiti için SGK kayıtlarının istenmesi, öte yandan borçlu ve üçüncü kişi şirketlerin hangi tarihler arasında hangi adreslerde faaliyet gösterdiklerini bildirir şekilde vergi kayıtları getirtilmesi, borçlu şirketin ticaret sicil adresinde ve haciz adresinde halihazırda faaliyet gösterip göstermediğinin kolluk marifetiyle araştırılması, bunların yanında davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defter ve muhasebe kayıtları üzerinde ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak davacı üçüncü kişi ile borçlu şirket arasında arasında öteden beri devam eden ticari ilişki olup olmadığı; borçlu ile üçüncü kişi arasında varsa alacak-borç durumunun belirlenmesi, borçlu ile üçüncü kişi arasında devam eden cari ilişki olup olmadığı, delil olarak sunulan faturaların ticari defterlerde kaydının bulunup bulunmadığı ve faturalardaki malların hacizli mallara uygun olup olmadığı, ödemelerin yapılıp yapılmadığının saptanması için Yargıtay denetimine elverişli mali müşavir ve makine mühendisinden bilirkişi raporu alınması; ayrıca davalı alacaklının delil olarak dayandığı haciz tutanağı ve ilgili icra dosyasının eldeki dosya arasına alınarak değerlendirilmesi gerektiği-
Mahcuz eşyaların nitelik ve değerleri itibariyle, çalışmayan ve düzenli bir geliri olmayan davacı kadına ait olmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu-
İstihkak davalarında alacak miktarı ile hacizli malın kıymetinin hangisi az ise, onun üzerinden harç alınması gerekeceği–
Borçlu şirketin, üçüncü kişi şirket ile 2010 yılında yaptığı kira sözleşmesini 03.08.2013 yılında feshederek haciz mahallinden ayrıldığı, üçüncü kişinin ise mülkiyeti kendisine ait olan yerde 04.06.2015 tarihinde şube açtığı- Hacizde hazır bulunan borçlu şirketin eski ortağının 2012 yılında borçlu şirketten ayrılmış , üçüncü kişinin haciz adresinde yeni açılan şubesine 2015 yılında müdür olarak atanmış olduğu- Borçlunun adresten ayrılmasından iki yıl sonra haciz adresinde üçüncü kişinin şube açmış olması ve borçlu şirketten ayrılan ortağın üç yıl sonra üçüncü kişi şirkette müdür olarak görev almış olmasının aynı sektörde çalışan firmalar arasında hayatın olağan akışına aykırılık oluşturmayacağı-
İİK.’nin 99. maddesinin uygulanmasına yönelik müdürlük kararının hukuki sonuç doğurmaya elverişli olabilmesi için, üçüncü kişi aleyhine İcra Mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verilmesi ve dava açmazsa üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı ihtaratının yapılması şartlarının bir arada bulunması gerekeceği- Dava açma süresinin başlangıcının, bu ihtarın alacaklıya tebliğ tarihi olduğunun kabulü gerekeceği-
Mahkemece öncelikle davacı üçüncü kişi ile borçlu şirketin ticari defter ve kayıtları (2012- 2017 yıllarına ilişkin) üzerinde ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak davacı üçüncü kişi ile borçlu şirket arasında gerçek bir kira ilişkisi olup olmadığının belirlenmesi için kullanım bedeli olarak ödeme yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise ödemelerin defter kayıtlarında yer alıp almadığı hususlarında yapılan ödemeler, haciz adresinin borçlu şirkete 2007 yılında kiralandığı ve kira sözleşmesi ile teferruat listesinin de tapuya şerh verildiği gözetilerek kiralandığı yıl ile haciz tarihi de dikkate alınmak suretiyle tek tek karşılaştırılmasının yapılarak listedeki menkullerin hacizli mallara uygunluğu belirlenmek suretiyle Yargıtay denetimine elverişli uzman bilirkişi raporu alınması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.