Dava konusu teknenin yapımı konusunda dava dışı Şti. ile davacı arasında sözleşme yapıldığı, bu sözleşme gereğince ödemelerin davacı tarafından yapıldığı, faturanın haciz tarihinden önce düzenlendiği, borçlunun dava dışı Şti.nin yetkilisi olmasına rağmen, bu şirketin borcun doğumundan uzun süre önce kurulduğu, faaliyet alanının gemi yat gibi araçların inşası olduğu davacı ile borçlular arasında organik bağ bulunduğuna dair delil ibraz edilemediği gerekçesiyle üçüncü kişinin açtığı istihkak davasının kabulüne karar verilmesinin isabetli olduğu-
Başka bir icra mahkemesinin, tarafları ve konusu aynı olan dosyada (istihkak davasında) verdiği kararın, bu dosya bakımından da “güçlü delil” niteliğinde olacağı-
Devredilen işletmede haciz yapılabilmesinin, devrin muvazaalı olduğunun iddia ve ispat edilmesine bağlı olduğu, muvazaa iddiasının bulunmaması halinde alacaklının, tasarrufun iptali davası açarak alacağına kavuşma imkanı bulunduğu gibi, TBK ve TTK hükümlerine göre açılacak davalarda da devri yargılama konusu yapabileceği- İİK'nin 44. maddesinde yer alan yükümlülüklerin yerine getirilmemesinin işletmenin devrini sakatlamayacağı, anılan hükmün yalnız cezai yaptırımının olduğu, aktiflerin devredenin malvarlığından çıkmamış kabul edilmesini, yani haczedilmesini sağlayacak tek yolun muvazaanın iddia ve ispat edilmesi olduğu-
İcra emrinin borçlu şirkete 05.06.2014 tarihinde davalı üçüncü kişi imzasına tebliğ edildiği, ödeme emrinin tebliğ edildiği adrese 27.06.2014 tarihinde, hacze gidildiği ve haciz tutanağında “...adresin kısmen taşınmış/taşınmak üzere...” olduğu tespiti yapılmış ve çevreden sorulması üzerine caddenin karşısına taşındığının öğrenildiği, bu adreste dava konusu haczin gerçekleştiği, icra emri tebligatının davalı üçüncü kişi tarafından alınması, haciz mahallinde borçluya ait güncel evrakların bulunmuş olması dikkate alındığında, somut olayda İİK'nin 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısı ile alacaklı yararına olup, üçüncü kişi tarafından istihkak iddiası ile birlikte sunulan bayilik sözleşmesi ve faturaların yasal mülkiyet karinenin aksinin ispatı için yeterli olmadığı-
Alacaklı tarafından açılan 3. kişi tarafından ileri sürülen istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin davada; davalı 3. kişi şirket vekilinin, "müvekkili şirketin, davaya konu haczin yapıldığı işyerini, borçludan devraldığı ve aynı tarihte de işyerinin bulunduğu taşınmaz sahibi ... ile kira sözleşmesi yaptığını, işyerinin devri karşılığında borçluya 175.000 TL. verdiğini" belirttiği; taraflar arasında aktedilen işyeri devir sözleşmesinin adi nitelikte olduğu; işyeri devir sözleşmesinin tarihi dikkate alınarak, borçlunun ve 3. kişinin ticari defterlerinin getirtilmesi, söz konusu defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı da göz önünde bulundurularak, sözleşmede belirtilen işyeri devir bedelinin, davalı 3. kişi tarafından davalı borçluya ödenip ödenmediği belirlendikten sonra, dosya içerisindeki tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek gerçekleşecek sonucu uyarınca karar verilmesi gerektiği- 
8. HD. 12.02.2015 T. E: 2014/25014, K: 3988-
İİK’nun 96/3. maddesindeki 7 günlük sürenin, istihkak davası açmak için değil istihkak iddiasını ileri sürmek için öngörülmüş olduğu, icra dosyasına yapılan istihkak başvurusu ile 7 günlük süre kesileceği, bundan sonra İİK’nun 97/1. maddesindeki yasal prosedürün işletilmemesi halinde üçüncü kişi tarafından doğrudan dava açılmasını engelleyen yasal bir düzenlemenin bulunmadığı-
İstihkak davalarında geçerli bir haczin bulunması dava şartı olup, dosyanın infaz edilmesi nedeni ile dosyadaki tüm hacizlerin fekkine karar verilip haciz ortadan kalktığına göre, davanın konusuz kaldığı dikkate alınmadan işin esasına yönelik yazılı biçimde karar verilmesinin isabetli olmadığı, mahkemece yapılması gereken işin, davanın reddi yerine konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına karar vererek, maktu karar ve ilam harcı ile dava değeri üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesinden ibaret olduğu- Mahkemece davalı üçüncü kişi şirket vekilinin mahcuzlara ilişkin olarak sunduğu faturaların defterlerinde kayıtlı olup olmadığı (açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması göz önünde bulundurularak), faturaların gerçekliği, bunların mahcuzlara uygunluğuna ilişkin mali müşavir bilirkişiden Yargıtay denetimine elverişli rapor hazırlaması istenerek, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Kararın, 21.01.2016 tarihinde temyiz eden davalı tarafa tebliğ edildiği halde temyiz dilekçesi temyiz süresi geçirildikten sonra 17.02.2016 tarihinde verilip kaydettirildiği, bu nedenle süre aşımı bakımından temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği- Mahkemece gerekçe bölümünde geçerli bir istihkak iddiası bulunmadığından davanın ön koşulun yokluğu nedeni ile reddine karar verilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, hüküm fıkrasında davanın kabulü ile üçüncü kişinin istihkak iddiasının reddine karar verildiğinden, hüküm ile gerekçenin çelişik olmasının doğru olmadığı-
İstihkak davalarında “takip konusu alacak” ve “hacizli malların değeri”nden hangisi az ise, o miktarın ‘dava değeri’ni oluşturacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.