Haczin yapıldığı yer 3. kişiye ait şantiye sahası olup, her ne kadar borçlu burada daha önce faaliyette bulunsa da, davacı 3. kişi şirket ile aralarındaki alt yüklenici sözleşmesinin 21/11/2013 tarihinde Kastamonu 2. Noterliği'nin 09089 yevmiye numaralı ihtarnamesi ile fesh edildiği, ilgili ihtarnamede davacı 3. kişi tarafından alındığı ifade edilen demirlerin başka alacaklılar tarafından haczedildiğinin de bildirildiği anlaşıldığından öncelikle taraflar arasındaki sözleşme hükümleri kapsamında malzeme ve hakedişlere ilişkin düzenlemeler, varsa şantiyeye ilişkin düzenlenen iş yeri teslim tutanakları, hakediş raporları dikkate alınarak, banka ödeme kayıtları, mahcuzlara ilişkin faturalar, şirketlerin ticari defterleri de incelenmek suretiyle (açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılmış olması göz önünde bulundurularak) mahcuz demirlerin davacı 3. kişi tarafından alınıp alınmadığı veya borçlu tarafından alınmış ise demirlere ilişkin bir ödeme yapılıp yapılmadığı, şantiyede kalan malların tasfiye ve paylaşımının davacı şirket kayıtlarında kayıtlı olup olmadığının tespit edilmesi ile istihkak iddiası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Sanığın babası tarafından haciz edilen taşınırlar hakkında ileri sürülen "istihkak iddiası"nın sonucunda icra mahkemesince verilecek karar beklenmeden sanık hakkında mahkumiyet kararı verilemeyeceği–
Davalı borçlunun istihkak iddiasını kabul etmesinin alacaklının haklarını etkilemeyeceği, gerçekten de İİK.'nun 97/12. maddesinde: "Mahcuz eşya ile ilgili olarak icra memuruna dermeyan edilen iddiada üçüncü şahıs ve borçlunun birleşmeleri alacaklıya müessir değildir. Üçüncü şahsın bu iddiasını ispat etmesi lazımdır. Ancak üçüncü şahsın mahcuz eşyanın kendisinin mülkü veya kendisine merhun olduğu hakkındaki iddiasının borçlu tarafından kabulü kendi aleyhine delil teşkil eder ve ileride bu ikrara aykırı hiçbir iddiada bulunamaz." düzenlemesinin yer almakta olmasından dolayı davanın reddine yönelik hüküm kurulmasının gerekli ve yeterli olduğu için hükmün infazında tereddüt yaratacak şekilde hem davanın reddine hem de borçlu yönünden kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.