Haciz sırasında bilgisayarda yapılan aramada borçlu şirkete ait vergi levhası, 24.7.2012 tarihli sipariş formu, 1.5.2013 tarihli borçlu şirket adına ödeme alım maili ve 2010- 2011 tarihli belgeler bulunmuş olup, aynı yerde İnegöl 1.İcra Müdürlüğü 2013/ 952 talimat sayılı dosyasında yapılan 24.12.2013 tarihli haciz sırasında çöp kutusunun en üstünde borçlu şirket unvanının yazılı olduğu yapı ruhsat belgesi ve ihtarname olduğundan, bu koşullarda istihkak iddiasının alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulünün gerekeceği-
Haciz mahallinde daha önce borçlu şirketin faaliyet göstermesi, davacının hacizli mallara ilişkin sunduğu faturalarında borçlu şirket tarafından düzenlenmiş olması, iki şirketin aynı alanda faaliyet göstermesi nedeniyle, İİK’nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına sayılacağı-
Mahkemece davanın esasına yönelik karar verildiğine göre, hacizli malların değeri, takibe konu toplam alacak miktarından az olduğundan, avukatlık ücretinin hacizli malların değeri üzerinden hesap edilmesi gerekirken davalı taraf yararına maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, ne var ki belirtilen bu yanlışlığın giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığı-
Mahkemenin " haciz tarihi itibariyle yapılan iş ve ödeme miktarları da göz önünde bulundurularak mahcuzların mülkiyetinin davacı 3. kişiye geçip geçtiği anlaşıldığından davacının istihkak davasının kabulüne" şeklindeki, anlam bütünlüğü bulunmayan ve tek cümleden oluşan gerekçenin, 6100 Sayılı HMK' nun 27. ve 297. maddelerinde açıklanan nitelikte bir yasal gerekçeyi içermediği- Mahkemece bir bütün olarak davacının istihkak davasının kabulüne karar verilmiş ise de, davanın esası hakkında asıl ve birleşen dosyalar yönünden ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, asıl ve birleşen dosyalarda farklı tarihlerde haczedilen menkuller yönünden de istihkak iddiasında bulunulduğu halde bunları da kapsayacak bir hüküm kurulmamasının hatalı olduğu- İstihkak davasının konusu "menkul mallardan" oluşmasına rağmen hüküm yerinde "taşınmazlar üzerindeki" hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesinin hatalı olduğu- Yargılama giderlerine mahkemece re'sen hükmedileceği- Davanın esasına yönelik karar verildiğine göre; hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak tazminata, harca ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği-
Haczin tarafsız alanda yapılmış olması ve kolisaj evrakının üçüncü kişi adına olması nedenleriyle, İİK'nin 97/a maddesinde düzenlenen mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğunun kabul edilmesi gerekeceği- Borçlu ve üçüncü kişi arasında noterde düzenlenmiş aracı ihracatçı sözleşmesi uyarınca borçlunun ihracatlarda aracılık edecek, ihraç edilecek menkullerin yüklenmesi sırasında bir temsilci hazır bulundurabileceği, haciz sırasında borçlu yetkilisinin anılan sözleşme gereği haciz mahallinde olduğunun ve evraklar üzerinde adının bulunduğunun kabul edilmesi gerekeceği, borçlu ve üçüncü kişi ortakları arasında organik bağın bulunmadığı, üçüncü kişi şirketin takibe dayanak borcun doğumundan yaklaşık iki yıl önce kurulduğu, bu bilgiler ışığında alacaklının muvazaa iddiasını ispatlayamadığı anlaşıldığından davanın kabulü gerekeceği-
Yerel mahkemece verilen ilk kararda “istihkak iddialarının kabulüne” karar verildiği, asıl ve birleşen dava hakkında ayrı ayrı hüküm kurulmadığı gibi, kararda da her bir talep sonucunun (olumlu ya da olumsuz) karşılanmadığı, yalnızca kabul yönünde verilen bu kararın infaza elverişli nitelikte bulunmadığı, direnme kararında da bu kez “asıl ve birleşen davada istihkak iddialarının kabulüne” denildiği, dava dilekçesindeki talepleri karşılayacak biçimde bir karar verilmediği kararın HMK’nın 297. maddesinde öngörülen niteliklere haiz olmadığı, denetime olanak sağlamadığı ve bu hâliyle infazının da mümkün olmadığı görülmekle, mahkemece dosya kapsamı ve usulî kazanılmış haklar da dikkate alınarak taraflara yüklenen borç ve tanınan hakkın sıra numarası altında belirtildiği açık, infazda şüphe ve tereddüt uyandırmayacak biçimde açıklanarak, usulün aradığı niteliklere haiz kısa karar ve buna uygun gerekçeli karar oluşturulması gerektiği-
Üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddeleri uyarınca açtığı “istihkak” davası niteliğindedir. Dava konusu haciz tutanağı incelendiğinde 4 adet büyük baş hayvanın yanı sıra bir adet süt sağma makinesinin de haczedildiği ve üçüncü kişinin bunların tamamına-
“Haczedilen telefonun kendisine ait olup, geçici olarak kullanmak üzere borçluya verildiğini iddia eden davacı- üçüncü kişinin bu iddiasını tanıkla isbat edebileceği–
Üçüncü kişinin İİK'nin 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkin davada; öncelikle borçlu ve üçüncü kişinin tutması zorunlu ticari defterlerin getirtilmek veya yerinde inceleme yapmak ve ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile makine mühendisi veya maden mühendisi ve mali müşavir bilirkişiden rapor alınarak, üçüncü kişinin delil olarak sunduğu teşvik belgesi ve bununla ilgili faturalar dikkate alınarak hacze konu mahcuzların Bakanlığın yatırım teşvik kapsamında edinilip edinilmediği, hacze konu mahalde yapılacak keşif ile hacze konu mahcuzlar ile teşvik belgesi ve faturaların uyumlu olup olmadığının belirlenmesi, faturaların defterde kaydının bulunup bulunmadığı, üçüncü kişi ile borçlu arasında yapılan Rödovans Sözleşmesi de dikkate alınarak hacze konu mahcuzların kimin mülkiyetinde olduğu, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasında devam eden ticari ilişki olup olmadığı, davacı şirket ile dava dışı şirketler arasında yapılmış Rödovans Sözleşmesi olup olmadığı, yapılmış ise hacze konu mahcuzların kullanımının sözleşme kapsamında yer alıp almadığının belirlenmesi, öte yandan hacze konu iş makinelerinin 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve ilgili Yönetmelik uyarınca tescile tabi araçlar olup olmadığının belirlenerek, anılan Kanun'un 22/c-2. maddesi uyarıca belirlenen makinelerin hangi tarihler arasında kimin adına kayıtlı olduğunun belirlenmesi amacıyla ilgili Ticaret Odasına müzekkere yazılarak bu hususa yönelik araştırma yapılması, tescile tabi araçların devir ve temlikinin aynı Kanun'un 20/d maddesi gereğince noterde düzenlenen sözleşme ile yapılması gerektiği ve üretici ya da ithalat yapan firmadan alınan ilk el faturasının da mülkiyet hakkının kanıtlanması açısından sahiplik belgesi olarak kabul edilmesi gerektiği hususlarının gözardı edilmemesi gerekmekte olup, belirlenen şekilde toplanan delillerin dosya içerisindeki diğer delillerle birlikte değerlendirilerek karar verilmesi gerektiği-
Davalı üçüncü kişi ve borçlunun haciz yapılan ev adresinde birlikte oturmaları nedeniyle İİK. nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla davacı alacaklı yararına sayılacağı; icra müdürünün hatalı işlemi sonucu alacaklının dava açmak zorunda bırakılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.