Mülkiyet karinesi davalı 3. kişi lehine olup mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, borçlu ile 3. kişi şirketin bir kısım çalışanlarının aynı kişiler olmasının ve 3. kişi şirketin tek ortağının borçlunun eski çalışanının kardeşi olmasının tek başına karineyi tersine çevirmeye yeterli olmadığı- Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine, HMK’nin 318. maddesi gereğince; tarafların dilekçeleri ile birlikte, tüm delillerini açıkça ve hangi vakıanın delili olduğunu da belirterek bildirmek; ellerinde bulunan delillerini dilekçelerine eklemek ve başka yerlerden getirilecek belge ve dosyalar için de bunların bulunabilmesini sağlayan bilgilere dilekçelerinde yer vermek zorunda oldukları nazara alınmaksızın, davacı alacaklı dava dilekçesinde tanık deliline dayanmamasına rağmen, davacı tanıklarının beyanları da hükme esas alınarak oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Takip borçlusunun istihkak iddiasına karşı tutumu belirli ise ve duruşmalara dahil edilmesi işin esasına etki etmeyecekse davada taraf olarak gösterilmesinin gerekli olmadığı, ancak, yokluğunda alınan haciz kararlarından haberdar edilmeyen, 103 davet kağıdı da tebliğ edilmeyen borçluya, istihkak iddiasına karşı tutumu belirlenemediğinden davalı sıfatı ile davaya katılma olanağının sağlanması, taraf teşkilinden sonra tarafların tüm delillerinin toplanmasının ardından işin esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği--
Hakkın özünden feragat edilmediği sürece, borcun ödenmiş olmasının, icra mahkemesine yapılan itirazın esasının mahkemece incelenmesine engel teşkil etmeyeceği-
Davacının borçlu olmadığı, yahut borçlu ile fiili - hukuki münasebeti bulunmadığı durumlarda haksız haciz işlemini engellemek için geçici bir ödeme yapmış olması makul ve olağan olduğu, ancak davacı tarafın yaptığı ödeme bu kapsamda değerlendirilmekten uzak bulunduğu, ödeme anında davacı üzerinde fiili bir haciz baskısı olmadığı, davacının ... yerinde menkul haczine ilişkin 12/08/2015 tarihli tutanaktan yirmi gün kadar geçtikten sonra da banka hesabına havale yapmak suretiyle ödeme yaptığı, davacının bu havale işlemi sırasında herhangi bir ihtirazi kayıt ileri sürmediği ve istihkak davasının sonucunun beklenmediğinden yaptığı ödeme üçüncü kişinin borcunu ödeme kapsamında kabul ederek bu bedeli ödeme yaptığı kişiden değil borcunu kapattığı dava dışı ve takip borçlusundan talep etmesi gerektiği-
«Dava konusu mallar üzerindeki haczin -mülkiyet, rehin vb. iddialarına dayalı olarak- kaldırılması» istemiyle yapılan başvurunun «istihkak davası» niteliğinde olduğu, dilekçede «şikayetçi», «şikayet» sözcüklerinin geçmiş olmasının -HUMK. 76 (şimdi; HMK. 33) gereğince hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevi olduğundan- bu sonucu değiştirmeyeceği–
Borçlu ile üçüncü kişi arasındaki ticari ilişkinin “işletme devri” niteliğinde olması ve İİK.’nun 44. ve TBK.’nun 202. maddesindeki koşulların yerine getirilmemiş olması halinde işletmeyi devir alan üçüncü kişinin TBK.’nun 202. maddesi uyarınca işletmenin borçlarından sorumlu olacağı-
Duruşma gün ve saatinin kalemden ya da UYAP sisteminden öğrenilmesine karar verilemeyeceği, belirtilen sebeple, davacı vekili duruşmaya usulüne uygun şekilde davet edilmediğinden, 6100 Sayılı Kanun'un 150/2. maddesi gereğince dosyanın işlemden kaldırılmasına karar verilmesinin doğru olmadığı- Vekilin istifa dilekçesinin davacı asile tebliği gerektiğinden HMK'nin 82. maddesinde düzenlenen kanun hükmü yerine getirilmeden HMK'nin 150/1 ve 320/4. maddeleri hükmünün uygulanamayacağı, dosyada gider avansının olmamasının, davanın 6100 sayılı HMK'nin yürürlüğünden önce açılmış olması da nazara alındığında tek başına tebligat yapmama gerekçesi olamayacağı-
Davacı 3. kişinin talebi istihkak iddiasına yönelik iken mahkemece dava dışı borçlunun talebine istinaden İİK.nun 33 ve 33/a maddesi uyarınca icra müdürlüğünün dosyasında takibin geri bırakılması gerektiğine ilişkin yazılı gerekçe ile hüküm kısmında davanın reddine, borçlu hakkındaki icranın devamına karar verilmekle, kısa kararla gerekçeli karar arasında aykırılık oluşturulduğu, kısa kararla gerekçeli karar arasındaki bu uyumsuzluğun mahkemelere olan güveni sarstığı-
Mahcuza ilişkin mahallinde keşif yapılarak, mahcuzun özellikleri uzman bilirkişi eliyle tespit edilerek, davalı 3. kişi ve davacı alacaklı tarafından sunulan faturalar ile ayrı ayrı karşılaştırması, davacı 3. kişi tarafından sunulan faturanın mahcuzla uyumlu olması durumunda; faturanın 3. kişi defterlerinde kayıtlı olup olmadığının (ticari defterlerinin açılış kapanış tasdikleri de göz önünde bulundurularak) araştırılması, dosya içerisinde borçlu ve 3. kişinin ortaklıklarının söz konusu olduğu iddia edildiğinden, 3. kişi ve borçlu şirketin ticari defterleri, banka kayıtları, ticaret sicil kayıtları ve varsa vergi kayıtları getirtilerek, taraflar arasındaki ticari ilişkinin nevi ve yoğunluğu değerlendirilerek, taraflar arasındaki organik bağın araştırılması için mali müşavir ve hesap uzmanı katılımı ile uzman bilirkişi raporu düzenlettirilmesi gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.