Haczin yapıldığı yer aynı zamanda şirket ortağı olan O... N...'nın iş yeri adresi olup, dava konusu mahcuzları davacı 3. kişi şirket ile birlikte ellerinde bulundurdukları anlaşıldığından İİK'nun 97/a maddesindeki mülkiyet karinesinin, borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu-
Davalının yargılama aşamasında davaya karşı çıkması ve mahcuz araç üzerindeki haczin kaldırılması için herhangi bir girişimde bulunmaması halinde davanın açılmasına sebebiyet vermesi nedeniyle, tüm yargılama giderlerinden sorumlu tutulması gerektiği-
Her ne kadar borçlu şirket adına çıkarılan ödeme emri haciz adresinde tebliğ edilmemiş ise de; üçüncü kişi şirketin 31.12.2013 tarihinde haciz adresinde kurulduğu, borçlu şirketin ise 24.01.2014 tarihinde haciz adresinden taşındığı, bu bilgilere göre her iki şirketin borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinde belli bir süre birlikte faaliyet gösterdikleri, üçüncü kişi şirketin tek ortağı olan doktorun borçlu şirket çalışanı iken üçüncü kişi şirketin kuruluş tarihinden sonra 31.01.2014 tarihinde işten ayrıldığı, borçlu şirket ile üçüncü kişi şirket arasındaki demirbaş satımına ilişkin fatura tarihleri 13.01.2014 olup 18 adet faturanın toplam tutarının 941.008,46 TL olduğu, SGK kayıtları uyarınca borçlu şirketçe 29.01.2014 tarihinde haciz adresi tıp merkezinin üçüncü kişi şirkete devredildiğinin beyan edildiği, üçüncü kişi şirketin 02.02.2014 tarihi itibarıyla toplam 31 çalışanı olduğu, bu çalışanlardan 25 tanesinin 31.01.2014 tarihinde borçlu şirketten çıkışlarının yapılıp 01.02.2014 tarihinde üçüncü kişi şirkette çalışmaya başladıkları, yine üçüncü kişi şirket bünyesinde çalışan 44 doktordan 15 tanesinin öncesinde borçlu şirkette çalıştıkları, haciz adresine ilişkin olarak üçüncü kişi adına düzenlenen 26.03.2014 tarihli ruhsatnamede yazılı olan telefon numarasının borçlu şirket tarafından üçüncü kişi şirkete kesilen faturalar üzerinde borçlu şirket telefon numarası olarak yer aldığı anlaşıldığından, İİK 97/a maddesinde düzenlenen karinenin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olup, davanın İİK m. 99 gereğince alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı- İspat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davalı üçüncü kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı anlaşılmakla, bu koşullarda, istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerekeceği, bu nedenlerle mahkemece bu maddi ve hukuki olgular göz önüne alınarak, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak davası sırasında, takip konusu borcun ödenmesi halinde icra mahkemesince (tetkik merciince) «konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına» karar verilmesi ve davanın açılmasına neden olan taraf aleyhine yargılama giderine (ve vekalet ücretine) hükmedilmesi gerekeceği–
İstihkak davalarında, geçerli bir haczin varlığının davanın ön koşullarından biri olduğu- Haczin mevcut olup olmadığının, mahkemece, davanın her aşamasında resen gözetilmesi gerekeceği-
Davacı üçüncü kişinin davaya konu forkliftin ikinci el olarak satın alındığını ve dava dışı şirkete kiraya verildiğini ileri sürdüğü, dosya kapsamında yaptırılan bilirkişi incelemesi ile davaya konu mahcuzun satın alındığına dair fatura ve kayıtların üçüncü kişinin usulüne uygun tutulan ticari defterlerine işlendiğinin, yine forklifte ilişkin kira sözleşmesi ve kira ücret faturalarının aynı şekilde davacının ticari defterlerinde kayıtlı olduğunun rapor edildiği, buna göre davaya konu forkliftin kira sözleşmesi ile dava dışı şirkete kiralandığı değerlendirilerek mülkiyet karinesinin üçüncü kişi lehine olduğunun kabulü gerekeceği, mahcuzun borçlunun oğlunun yetkilisi olduğu şirkete kiraya verilmesinin, tek başına muvazaanın varlığının kabulü için yeterli olmadığı, bu durumda borçlu ile davacı üçüncü kişi arasında bir bağlantı olmadığı anlaşıldığına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davacı 3. kişi şirketin ticari defterlerinin ve sunulması durumunda davalı alacaklının ticari defterlerinin ve varsa sunacağı faturaların aralarında mali müşavir ve makine mühendisi bulunan bir bilirkişi heyetine incelettirilerek, takip konusu borcun takip borçluları olarak gözüken ...'ın şahsi borcu mu, yoksa davacı 3. kişiye ait bir borç mu (eş anlatımla borcun şirketin borcu mu) olduğunun belirlenmesi, bu araştırmalar sonucu elde edilecek bilgi ve belgelerin dosyada bulunan diğer deliller ile birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Üçüncü kişinin icra mahkemesine başvurusunun, icra müdürünün sebepsiz olarak yapmadığı İİK'nın 96. maddesinin 1 ve 2. fıkralarında öngörülen işlemlerin yapılmasının sağlanması değil, ticari işletme rehni sebebiyle rüçhanlı alacaklı olduklarının kabulünün talep edilmesine ilişkin olup, başvurunun bu hâli ile İİK'nın 96 ve devamı maddelerine göre açılmış istihkak davası niteliğinde olduğu-
HMK mad. 323 uyarınca, karar ve ilam harcı, vekalet ücreti, tebligat ve keşif giderleri yargılama giderlerinden olduğu- Başlangıçta alınan harcın yargılama giderlerine dahil edilerek davalılardan alınarak davacıya verilmesinin de yasal dayanağının bulunmadığı-
İİK. mad. 363/1 uyarınca icra hukuk mahkemelerince verilecek kararların temyiz süresi tefhim veya tebliğ tarihinden itibaren 10 gün olduğu-  Hükme ilişkin tüm hususlar gerekçesi ile birlikte tefhim ile açıklanmazsa, temyiz süresinin gerekçeli kararın tebliğinden itibaren başlayacağı- "Borçlu şirketin haciz adresinde kurulduğu, iki kurucu ortağın borcun doğum tarihinden önce hisselerini devrederek borçlu şirket ortaklığından ayrıldıkları, 3. kişi şirketin ise borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinde kurulduğu, her iki şirketin faaliyet alanlarının aynı olduğu, borçlu şirketin borcun doğum tarihinden sonra haciz adresinden taşındığı, buna göre her iki şirketin belli bir süre haciz adresinde birlikte faaliyet gösterdikleri, dava konusu haciz esnasında yapılan evrak araştırmasında borçlu şirket adına başka bir takip dosyasına ilişkin haciz tutanağı ve kartvizitler bulunduğu, vergi yoklama fişlerine göre her iki şirketin aynı telefon numaralarını kullandıkları, yoklama fişinde haciz adresi iş yerinin asıl kiracısının borçlu şirket olduğunun, 3. kişi şirketin faaliyet göstereceği alanın ise borçlu şirketten kiralandığının, 2011 yılı 2. ayından itibaren ise tamamen 3. kişi şirketin faaliyet göstereceğinin, ... tarihli 3. kişi şirketin muhasebe sorumlusunun imzasını taşıyan yoklama fişinde ise, iş yerinin borçlu şirketten kiralandığının, 3. kişi şirketin borçlu şirketin bir alt kolu olarak faaliyet gösterdiğinin, çalışan işçilerin borçlu şirket tarafından sigortalı olduğunun, 3. kişi şirketin beyanda bulunan muhasebe sorumlusu dışında sigortalı işçisinin olmadığının, borçlu şirketin haciz adresinin 30 m2'lik kısmında faaliyetine devam ettiğinin beyan edildiği, ... tarihli yoklama fişinde beyanı bulunan muhasebe sorumlusunun tanık olarak dinlendiği, tanığın '3. kişi şirketin borçlu şirket ile aynı işçiler, aynı makineler ve aynı işe devam ettiğini' beyan ettiği" ve bu kapsamda İİK. mad. 97/a uyarınca, mülkiyet karinesinin borçlu, dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, ispat yükü altında olan ve karinenin aksini her türlü delille kanıtlama olanağına sahip davacı 3.kişinin, karinenin aksini güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlayamadığı; istihkak iddiasının, alacaklıdan mal kaçırmak amacıyla danışıklı olarak ileri sürüldüğünün ve muvazaalı işlemler yapıldığının kabulü gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.