Ariyet sözleşmesine dayanılarak istihkak iddiasında bulunulamayacağı- Davacı üçüncü kişi, dava dışı şirket ve borçlu şirketin ticari defter ve kayıtları ile tarafların sunduğu fatura, sevk irsaliyesi, sözleşmelere ilişkin tüm kayıtların getirtilerek davacı üçüncü kişi, dava dışı şirket ile haciz mahallinin bir kısmının kullanımı için kira sözleşmesi ile depolama sözleşmesi yaptığını iddia etmiş olduğundan anılan sözleşmelerin gerçekliğinin belirlenmesi açısından kira bedeli ve depolama hizmet bedeli fatura ve varsa ödemelerinin defter kayıtlarında yer alıp almadığının araştırılması; mahcuzlar bakımından ise dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporunun sadece stok durumu nazara alınarak düzenlendiği anlaşıldığından, davacı tarafından sunulan fatura ve sevk irsaliyelerinin ticari defter kayıtlarında yer alıp almadığı, mahcuzların fatura ve sevk irsaliyeleri ile uyumlu olup olmadığı, davacı üçüncü kişi ile borçlu ve dava dışı şirket arasında ticari ilişki bulunup bulunmadığı, incelenen defterlerin açılış ve kapanış tasdikinin yapılıp yapılmadığı, defterlerin usule uygun tutulup tutulmadığı hususlarının belirlenmesi için bilirkişi raporu düzenlettirilmesi, ayrıca taraflarca dava ve cevap dilekçesi ile birlikte tanık deliline dayanıldığı, davalı alacaklı tarafından cevap dilekçesinde isim ve adresleri bildirilen tanıkların dinlenip karar verilmesi gerektiği-
Üçüncü kişi kendi lehine değil çalışanlar lehine istihkak iddiasında bulunduğundan bu durumda davacı üçüncü kişinin bu mallarla ilgili dava açmakta aktif dava ehliyeti bulunmadığı-
Bozmadan sonra davacı İdare'nin vergi alacaklısı olarak açtığı tespit davası(nın) devam ettiği anlaşıldığından, somut olayın özelliğine göre sözü edilen bu dosyada davalılar arasında muvazaalı işlem ve nam-ı müstear olarak yapılan işlem bulunduğunun tespiti halinde, varılan sonuca göre işbu davada davalılar arasındaki işlemlerin muvazaalı olduğu sonucuna varılacağından, mahkemece sözü edilen tespit davasının kesinleşmesi beklenerek tüm delillerin birlikte değerlendirilmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği- 6183 sayılı Yasa'nın uygulanmasından doğan her türlü davalar için avukatlık ücreti tutarının maktu olarak belirleneceği- Asıl ve birleşen davalar ayrı birer dava olduğundan davalılar yararına asıl ve birleşen dava yönünden ayrı ayrı vekalet ücretine karar verilmesi gerekirken tek vekalet ücretine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Somut olayda, şikayetçinin, velayeti kendisinde bulunan çocuklarına velayeten icra mahkemesine yaptığı başvuru, çocukların babası olan borçlunun ölümünden sonra haczedilen emekli ikramiyesi ile yetim aylığının, çocuklar tarafından mirasın reddedilmesi ile beraber terekeye dahil olmaması nedeniyle çocuklara ait olduğu, bu nedenle borçlunun borcundan dolayı haczedilemeyeceği gerekçesiyle haczin kaldırılmasından ibaret olup, yetim aylığına konulan haciz, bizzat şikayetçinin hukukunu ilgilendirdiğinden, şikayetçinin haczin kaldırılmasını istemekte hukuki yararı olduğu-HMK.'nun 33. maddesi gereğince, başvurunun hukuki tavsifi hakime ait olup, iddianın yukarıda özetlenen içeriği ve ileri sürülüş biçimi itibariyle başvurunun istihkak davası niteliğinde olduğu, o halde mahkemece, şikayetçinin haczin kaldırılması isteminin istihkak davası olarak vasıflandırılıp, noksan harcı da tamamlatılmak suretiyle yargılamanın istihkak davası kapsamında sürdürülerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
İstihkak iddia eden şikayetçinin ihalenin feshini talep edemeyeceği-
Katılma yoluyla temyiz hakkının kullanılabilmesi için kararı temyiz eden tarafın temyizinin usulüne uygun olması gerektiği-
Borçlunun henüz çalışmadığı ya da çocuk yaşta olduğu dönemlerde alınmış bir eşya tespit edilirse bu kez fatura dahi sunulmasına gerek olmadan üçüncü kişinin istihkak iddiasında haklı olduğunun düşünülmesinin gerekeceği, bununla birlikte bilirkişi incelemesi sonucuna göre üçüncü kişi adına düzenlenen faturalar kapsamında kalan eşyalar yönünden de istihkak iddiasının kanıtlandığının kabul edilmesinin gerekeceği-
Mahkemece, istihkak iddiasına ilişkin dava konusuz kaldığından esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek yargılama giderleri ile maktu karar ve ilam harcı ve nispi vekalet ücretinin davanın açılmasına neden olan tarafa yükletilmesi gerekeceği-
Şikayet tarihinde taşınmazın maliki olan üçüncü kişinin taşınmazı üzerindeki haczin kaldırılmasını isteyebileceğini
Mallar borçlu elinde haczedilirse, mülkiyet karinesi borçlunun, (dolayısıyla davalı alacaklının) yararına olacağı- Bu karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından ispat edilmesi gerektiği- Davaya konu mahcuzlar misli nitelikte olmakla birlikte davacı 3. kişinin borçlunun sadece kendisine ait pamukları işlediği iddiası, fabrikaya giriş-.çıkışları gösteren detaylı kayıtları sunması, borçlu ile 3. kişi şirket arasındaki iplik çekme fason sözleşmesinin üretilen iplikler üzerine ibare konularak ayırt edilmek suretiyle fabrikada teslim maddesi içermesi dikkate alındığında; davacı 3. kişinin karinenin aksini kanıtlayıp kanıtlayamadığının belirlenmesi amacıyla öncelikle; fatura ve sevk irsaliyelerinin tarihleri itibariyle giriş çıkış kayıtları ile karşılaştırılması, davacı 3. kişi şirketin ticari defterlerinin getirtilmesi, bundan sonra dosyanın mali müşavir bilirkişiye tevdii edilerek, ve varsa tarafların bu konudaki banka kayıtları da incelenerek ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınarak rapor alınması, davalının sunmuş olduğu faturaların gerçek olup olmadığı, borçlunun aynı anda başka firmalara da fason üretim yapıp yapmadığı değerlendirilerek üretilen ipliklerin 3. kişi tarafından borçluya sevk edilen pamuktan imal edilerek ayırt edilerek teslim edilmiş sayılıp sayılmayacağı, fason üretim bedellerinin ödenip ödenmediğinin belirlenmesi ve taraflar arasındaki organik bağın çok yönlü araştırılması gerektiği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.