Borçlu "başlattıkları takipte alacak miktarlarının şikayete konu takip borcundan daha fazla olduğundan bahisle takasa konu olacağı ve borcun bu şekilde itfa edilmiş olacağını" ileri sürerek "icranın geri bırakılmasını" talep ettiğinden, mahkemece ileri sürülen hususlar araştırılarak karar verilmesi gerekirken kesinleşmiş mahkeme kararının icraya konulduğu gerekçesiyle istemin reddinin isabetsiz olduğu-
Hamilin (takip alacaklısının) karşılığı bulunmayan çeke dayalı olarak cirantalar, keşideci ve diğer çek borçluları hakkında yapacağı takibin, çekin, ibraz süresinin sona ermesinden itibaren altı ay (şimdi; üç yıl)geçmekle zamanaşımına uğrayacağı 6273 sayılı kanunun 7. maddesi ile değişik [TTK. 726/1; şimdi; Yeni TTK. mad. 814/(1)] —
Borçlu yanca İİK 36.madde uyarınca icra müdürlüğüne başvuru yapılıp,teminat mektubu sunulmaması ve sonuç olarak da icranın geri bırakılması yönünde karar alınmaması halinde icra takibine devam edilmesinde ve haciz uygulanmasında aykırılık bulunmayacağı-
İlamlı takiplerde ‘takip dayanağı ilamın icra emri ekinde borçluya gönderilmesi gerekeceği’ne ilişkin –ilamsız takipler hakkında İİK’nun 58/3, 61/1 maddelerinde olduğu gibi- bir düzenleme bulunmadığı–
Ticaret sicilinden silinmekle tüzel kişiliği sona ermiş ve hukuk aleminden silinmiş olan şirketin, haklara sahip olması, borçlu kılınması ve temsilinin hukuken olanaklı olmadığı, bunun sonucu olarak, münfesih şirket adına tüzel kişiliğin sona ermesinden önceki dönemlerle ilgili olsa dahi, hukuki işlem tesis edilemeyeceği, tesis edilen işlemlerin hukuki sonuç doğurmayacağı, hukuki sonuç doğurmayan diğer bir ifadeyle hukuk düzeninde varlık kazanmayan işlemlerin, herhangi bir kişinin menfaatini ihlal etmesinin de söz konusu olamayacağı hususları dikkate alındığında, tüzel kişiliği sonra eren şirketin medeni haklardan yararlanma ve bu hakları kullanabilme ehliyeti son bulacağından, yargı merciileri nezdinde temsil edilmesi ve yargılamaya taraf olmasının da mümkün olamayacağı-
İİK. 33’deki ‘itfa’ sözcüğünden sadece ‘ödeme’ anlaşılmayacağı, bunun yanında ‘ikna, bağışlama, af, terkin, takas, alacaklı ve borçlu sıfatının birleşmesi’ gibi alacağı sona erdiren her türlü hukuki sebebin, bu kavram içinde düşünülmesi gerekeceği–
Kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişki oluşturulduğunda, çelişkinin giderilmesi için -önceki kararla bağlı olunmadan- yeni karar verilmesi gerekeceği-
Muhtarlara verilen ödeneğin haczedilmez olduğunu belirleyen bir yasal düzenleme bulunmadığı-
Mahkemece, belge içeriğinin ilgili yasa maddesinde yazılı vasıfta bulunmadığı, ancak alacaklı vekilinin cevabında kadın yönünden 28.04.2004 tarihine kadarki birikmiş nafakadan feragat edildiği, takibin de 28.04.2004'ten sonraki kadın ve çocuk için ödenmesi gereken nafaka alacaklarına yönelik başlatıldığı , kabulü nazara alınıp gerektiğinde bilirkişiden rapor alınarak, fazla talebin bulunup bulunmadığı tetkik edildikten sonra oluşacak sonuca göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.