Dava, TMK'nun 683.maddesine dayalı elatmanın önlenilmesi isteğine ilişkin olup, 3402 sayılı Kadastro Kanunu'nun 27.maddesi hükmüne göre Kadastro Mahkemesi'nin görev alanına dahil bulunduğu-
Uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Başkası adına tapulu veya tapusuz bir taşınmazın kamulaştırılması halinde, taşınmazda malik olmayan ancak üzerindeki muhtesatı meydana getiren kişilere muhdesatın kamulaşma bedelinin kendisine verilmesini sağlama amacıyla zilyetliği tespit davası açmaları halinde hukuki yararın var olduğunun kabul edilmesi gerektiği-Mahkemece, muhdesatın ne zaman kim tarafından meydana getirildiğinin belirlenmesine çalışılması gerektiği-
Kamuya ait mera, yaylak, kışlak, genel harman yeri, orman, aktif dere yatağı niteliğindeki taşınmazların özel mülkiyete konu olamayacakları, bu taşınmazların zilyetlikle edinilemeyecekleri, bu nedenle de bu nitelikteki taşınmazlar üzerinde meydana getirilen muhdesatlara hukuki değer verilemeyeceği-
Uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Kazanmayı sağlayan zilyetlikle bir taşınmazın edinilebilmesi için tescili istenen yerin tapuda kayıtlı bulunmamasının gerekeceği-
Orman kadastrosuna ve kadastro tespitine itiraza-
Uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Orman Kanunu'nun (6831 sayılı Kanun) 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Tapuda beyanlar hanesindeki şerhin terkini ve zilyedinin davacılar olduğunun tespiti ile zilyetliklerinin korunması isteğine ilişkin davaların çözüm yerinin Adli Yargı Mahkemeleri olduğu-
Mahkemece; “Davanın kabulüne, 201 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan muhdesatın davacıya ait olduğunun tespitine” şeklinde hüküm verilmiş ancak, tespitine karar verilen muhdesatın nelerden ibaret olduğu hüküm kısmında gösterilmediği gibi, hükme esas alınan bilirkişi raporunda da muhdesat olarak belirlenen ağaçların, sayısı, cinsi tek tek belirtilmemiş, yüzdelik oranlar verilmek suretiyle muhdesattan bahsedildiği, hüküm bu haliyle infaza elverişli olmadığından kararın bu yönüyle bozulması gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.