İlgililere bizzat bildirim yapılmadığı için kıyı-kenar çizgisinin kesinleşmediği ve bağlayıcılık niteliği kazanmadığı; bilirkişi heyetince kıyı kenar çizgisinin belirlenmesi gerekirken, bağlayıcılık niteliği taşımayan ve delil olarak istifade edilmesi gereken, idare tarafından daha önce belirlenmiş kıyı-kenar çizgisi esas alınarak düzenlenen bilirkişi raporunun yeterli bulunması ve rapora dayanılarak hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
Mülkiyetin yitirildiği iddiası ile açılan ve devletin sorumluluğunu gerektiren tazminat davalarında, hazinenin herhangi bir haksız fiiline ya da sebepsiz zenginleşme nedenine dayanılmadığından, B.K. 125 maddesinde ifadesini bulan genel zaman aşımının dava süresinin hesaplanmasında esas alınması gerekeceği ve davanın 10 yıllık zaman aşımı süresine tabi olacağı-
Kamulaştırmasız el atılan taşınmazın değerinin biçilmesi ve bedelinin tahsili istemli dava devam ederken davacının dava konusu taşınmazları satın alındığı kısıtlılık şerhi nedeniyle davacının söz konusu taşınmazlarda tarım yapmak kastıyla hareket ettiğinin kabul edilemeyeceği, bu nedenle davacının taşınmazları satın almasının yegane sebebinin, işbu davada belirlenecek olan tazminatı devralabilmek olduğu, satın alınan taşınmazların tasarrufunda yasal bir nedenle kısıtlılık hali mevcutken ve işbu tazminat davası devam ederken satın alınmasının dürüstlük kuralının en önemli türlerinden biri olarak değerlendirilen çelişkili davranma yasağına aykırı bir mahiyetinin bulunduğu ve bu nedenle taşınmazlar için belirlenen tazminat bedelinden %20 oranında hakkaniyet indirimi yapılması isabetli görülmediği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.