8. HD. 17.01.2017 T. E: 2015/5939, K: 367-
Tasfiyeye konu banka mevduat hesabında, boşanma dava tarihi itibariyle 3.331,96-USD'ın bulunduğu, bunun 3.300,0-USD'sinin 23.04.2008 tarihinde havale edildiği, daha sonra 25.04.2008 tarihinde hesaba 25.846,09-USD yatırılarak hesapta bu tarih itibariyle 25.878,05-USD'ın olduğu, bu miktarın mal rejimi sona erdikten sonra edinildiğinden tasfiyeye dahil edilemeyeceği- Mal rejiminin boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona erdiği, sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK'nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığının, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu-
Feri borç olan faiz borcunun akıbetinin asıl alacağa bağlı olduğu, aile mahkemesince hükmedilen asıl alacak hakkında tahsil edilmiş olduğuna göre, davacının ilk davadaki faiz hakkının karar tarihinden borcun icra takip dosyasına yatırıldığı tarihine kadar işleyecek kısım için devam ettiği, icra takibine dosya borcu yatırıldıktan sonraki döneme ilişkin faiz hakkının bulunmadığı- 
2005 yılında satın alma suretiyle edinilen, işyeri niteliğindeki balık lokantası olarak faaliyet gösteren taşınmaza ilişkin katılma alacağı davasında, tapu kaydındaki hisse dikkate alınmaksızın, dava konusu balık lokantasının davalı kadına devredildiği, hisse devrinin balık lokantası için yapıldığı, bu nedenle davaya konu balık lokantasının bozma sonrası karar tarihine en yakın güncel sürüm değeri artık değer kabul edilerek katılma alacağı hesabının yapılması gerekirken, tapuda yazılı hisse üzerinden karar verilmeyeceği-
8. HD. 28.02.2017 T. E: 2015/11423, K: 2742-
Davanın, mal rejiminin boşanma sebebiyle tasfiyesinden kaynaklanan alacak isteği ve ziynet alacağı isteğine ilişkin olduğu, bu davaların çözüm yerinin 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4. maddesi gereğince Aile Mahkemeleri olduğu-
Uyuşmazlık konusu ev, 01.01.2002 tarihinden önce edinildiğinden, davacının katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için, taşınmazın edinilmesinde maddi katkı sağlamasının zorunlu olduğu-
Davacı borçlu tarafından alınan ihtiyati tedbir kararıyla, davalı alacaklı elindeki teminat mektubunun paraya çevrilmesinin önlendiği, teminat mektubunun, hukuksal niteliği gereği, bir icra takibine dahi gerek olmaksızın, koşulları gerçekleştiğinde alacaklı tarafından, onu veren bankaya yapılacak müracaatla derhal paraya çevrilebileceği,yasanın, icra takibi yapabilecek durumdaki alacaklıya tanıdığı hakları, bu yola gitmesine dahi gerek bulunmayan alacaklıya evleviyetle tanımış olduğunun kabulü gerekeceği, o halde, somut olayda davalı alacaklı, İİK. nun 72/4. maddesi uyarınca tazminat istemekte haklı olup, bu isteminin kabulü gerekeceği-
Davacı mirasçı sağ eşin mal rejiminin tasfiyesi nedeniyle talep ettiği ve terekeye ait borç sayılan alacak miktarından, davanın mirasçılar arasında görülmesi nedeniyle, davacıda dahil bütün mirasçıların miras payları oranında sorumlu olacakları, ne var ki, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda davacının ve davalıların miras paylarının dikkate alınmadığı anlaşıldığından, mahkemece, aracın dava tarihi itibariyle tespit edilen değeri olan 1.200,00-TL'nin %50 katkı oranı ile çarpılması sonucu bulunan 600,00-TL katkı payı alacağının davalıların her birinin 1/4'er miras payının olduğu da gözetilerek davalılardan tahsiline karar verilmesi gerekeceği-
743 sayılı TKM'nin yürürlükte olduğu dönemde, karı ve kocanın diğerinden katkı payı karşılığında bir tazminat isteyebilmesi için mutlaka parasal veya para ile ölçülebilen maddi bir değer koymak suretiyle katkısının bulunması gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.