Kiraya veren tarafından yönetime ödenen aidat bedelinin, rücuen kiracıdan tahsiline yönelik başlatılan icra takiplerine vaki itirazın iptali istemi-
Kasko sigorta sözleşmesinden kaynaklanan kasko rücu istemi-
Kat mülkiyetinden kaynaklanan her türlü uyuşmazlığın değerine bakılmaksızın sulh hukuk mahkemesinde çözümleneceği- Kat mülkiyeti kurulmuş olan ana taşınmazda, davalıların maliki ve kiracısı olduğu bağımsız bölümden sızan suların, sigortalı konutta sebep olduğu iddia olunan hasar nedeniyle, sigorta tarafından ödenen bedelin, davalılardan rücuen tahsili istendiğinden, bu uyuşmazlığın sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Davacı vekilinin karardan sonra dava dayanağı borcun ödendiğini beyan ettiği ve dava konusu borcun ödenmesi nedeniyle davanın konusuz kaldığı-
Asıl işveren davacı üniversiteye karşı davalı şirketler tarafından çalıştırılan işçinin açmış olduğu dava sonrasında ödemek zorunda kaldıkları işçilik alacaklarının rücuen tahsili istemi-
İşyeri sigorta poliçesi gereği sigortalısına ödeme yapan davacının ödediği bedelin, zarardan sorumlu olduğu ileri sürülen davalılardan rücuen tahsili istemi-
Sigorta sözleşmesi kapsamında hak sahiplerine ödenen maddi tazminatın rücuen tahsili istemi-
Yargıtay'ın yerleşik uygulamalarına göre; sürücünün aldığı alkolün oranının doğrudan doğruya sonuca etkisi bulunmadığından, mahkemece nöroloji uzmanı, hukukçu ve trafik konusunda uzman bilirkişilerden oluşan bilirkişi kurulu aracılığıyla olayın salt alkolün etkisiyle gerçekleşip gerçekleşmediğinin, alkol dışında başka unsurların da olayın meydana gelmesinde rol oynayıp oynamadığının saptanması, sonuçta olayın tek başına alkolün etkisiyle meydana geldiğinin belirlenmesi durumunda, oluşan hasar poliçe teminatı dışında kalacağından davanın kabulüne, aksi halinde reddine karar verilmesi gerekeceği-
Doğal gaz bedelinin tahsilinin, ancak ödendikten sonra rücuen istenebileceği- Davacı işlemiş olan kira parasının tahsilini istediğine göre davalının tahliye tarihine kadar olan kira parası ve aidat borcundan sorumlu olduğu-
Zamanaşımını kesen işlemlerin doktrinde "uyuşmazlığı bir adım ileriye götüren işlemler" olarak tanımlandığı- İİK. mad. 67. ve 68 uyarıca davaların açılabilmesi için öngörülen 1 yıllık ve 6 aylık sürelerin hak düşürücü nitelikte olduğu ve itirazın tebliği tarihinden itibaren başladığı, ancak bu davaların itiraz alacaklıya tebliğ edilmeden de açılabileceği- İtirazın iptali davası, itirazın tebliğinden itibaren bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmış ise de, hak düşürücü süre ile zamanaşımının birlikte cereyanı ve her iki sürenin aynı (olayımızda olduğu gibi bir yıl) olması halinde, zamanaşımı süresinin dolmasından sonra ve fakat hak düşürücü süre içerisinde açılan davanın alacağın zamanaşımına uğramasına engel bir niteliğinin olmadığı- Zamanaşımını kesen borçlunun itiraz tarihinden itibaren itirazın iptali davasının açıldığı tarihe kadar 1 yılı aşkın süre dolduğundan ve arada zamanaşımını kesen başkaca bir takip işlemi de yapılmadığından, dava konusu alacağın, CMR’nin 32, BK’nun 133, 132 ve 136. maddeleri gereğince dava tarihinden önce zamanaşımına uğramış olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.