Rücûan tazminat istemi-
Rücuen tazminat istemi-
Taraflar arasındaki sözleşmeye göre davaya konu araçların kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerekip davalı tarafından sunulan 03.01.2002 tarihli taahhüt senedi, sözleşmenin ekinde yer alan 6 adet araç ve sözleşme dışındaki 15 araca ilişkin olup davaya konu araçların teslim edilmediğinin bir kanıtı olarak değerlendirilemeyip sözleşme kapsamında davacıya iade edilmediği anlaşılan 11 adet araca ilişkin olarak iade istemin kabulü gerektiği- Davacın talebi gözetilmeyerek hükümde 6 adet araca yönelik istek aşılarak tazminata hükmedilemeyeceği-
Mahkemece verilen kısa kararda davacı yararına hükmedilen tazminatın yanı sıra ödeme tarihinden itibaren işleyecek yasal faize de hükmedilmiş olup, bu husus gerekçeli kararın gerekçe kısmında da bahsedilmiş olmasına rağmen gerekçeli kararın hüküm kısmında belirtilmemiş olmasının doğru olmadığı, ne var ki, belirlenen bu yanılgının giderilmesinin yeniden yargılamayı gerektirmediği-
Hükmün sadece davada taraf olanlara yönelik olarak verilebileceği; dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen tarafın, dava açıldıktan sonra ek bir dilekçe ile davaya dahil edilemeyeceği gibi “mecburi dava arkadaşlığı” dışında ıslah yolu ile dahi taraf değiştirilemeyeceği; ihbar olunan kimsenin HUMK. mad. 49. vd. (HMK. 64. ve 69. maddeleri) uyarınca davada davalı sıfatını kazanamayacağı ve bu kişi aleyhine hüküm de kurulamayacağı-
Hizmet alımı sözleşmesinden kaynaklı rücuen tazminat talebine-
İtirazın iptali davalarında hem icra dairesinin yetkisine, hem de mahkemenin yetkisine itiraz edilmiş olması durumunda, İİK. nun 50. maddesi uyarınca mahkemece öncelikle icra dairesinin yetkisine yönelik itirazın incelenmesi gerekir. Zira bu yön itirazın iptali davasının koşullarından biridir. Somut olayda icra dairesinin yetkisine de itiraz edilmiş olduğu halde, mahkemece icra dairesine yönelik yetki itirazı incelenmeden, mahkemenin yetkisi yönünden inceleme yapılarak yazılı şekilde hüküm kurulmasının bozmayı gerektireceği-
Ayrı yargı çevrelerinde görülen ve aralarında bağlantı bulunan davalar ile ilgili tarafların birleştirme talebi bulunmaksızın hakimin re'sen birleştirme kararı almasının mümkün olmadığı, davamız feri müdahilleri davada taraf sıfatına haiz olmadıkları ve davadaki taraflarında birleştirme talebi bulunmadığı hususuna dikkat edilmeksizin mahkemece feri müdahillerin talebi gibi davaların birleştirilmesine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Trafik kazası sonucu oluşan ölüm olayı nedeniyle, davalı sigortacının taraf olmadığı davadaki mahkeme kararına ve icra takibine dayalı olarak ölenin yakınlarına maddi tazminat ödeyen davacının ödediği bedelin, aracın trafik sigortacısı olan davalıdan sebepsiz zenginleşme hükümleri gereği rücuen tahsili istemi-
Mahkemece, kira sözleşmesinde %5 artış koşulu öngörülmesine rağmen, davacı tarafından yenilenen kira döneminde artışsız miktar üzerinden fatura düzenlenip davalıya tebliğ edildiği, davalının da kira ödemesini bu miktar üzerinden yaptığı, bu durumun takipten sonraki dönem için de devam ettiği, böylece taraflar arasında artış şartının uygulanmaması yolunda örtülü bir anlaşma bulunduğu, davacının sonradan artış talebinde bulunmasının MK. 2’de yer alan dürüstlük kuralına aykırı olduğu gerekçesi ile davacının artış koşulundan kaynaklanan fark kira isteminin reddine karar verilmişse de,söz konusu faturalar taraflar arasındaki temel ilişkiyi oluşturan taşınmaz kiralama sözleşmelerine dayalı olarak keşide edilmiş olup, itiraz edilmemiş olsa da fatura, akdin ifası ile ilgili bir belge olduğu için akdin şartlarını değiştiremeyeceğinden, ihtilafın çözümünde esas alınacak olanın yazılı akit olduğu ve faturanın bu durumda sadece akdin ifası ile ilgili hususların ispatında delil kuvvetine sahip olduğu, akdin esaslı şartlarını ihtiva eden kısma ilişkin olarak sözleşmede değişikliğe gidildiği şeklinde yorumlanamayacağından, sözleşmede kararlaştırılan artış şartı geçerli olup, artış şartı uygulanmak suretiyle yeni dönem kirasının belirlenerek hüküm altına alınması gerektiği- Elektrik, su ve aidat bedellerinin davacı tarafından ödenmesinden sonra bunlara ilişkin olarak rücuen alacak davası açma hakkı bulunduğu ve davalının sıfatına göre sözleşmedeki muacceliyet koşulunun dava tarihi itibariyle geçerli olduğu-Kira sözleşmesinde %10’luk tutar olarak belirlenen ve "alacağın tahsilinde harcanan çabanın karşılığı" olarak ödenmesi kararlaştırılan tutarın niteliği itibariyle "cezai şart" olarak kabulü edilemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.