Sahte ve tahrif edilmiş çekin ödenmiş olmasından doğan zararın muhatap bankaya ait olacağı; 3167 s. K. değişik 10. maddesi uyarınca hamile ödeme yapan muhatap bankanın da aynı yasal düzenleme kapsamında sorumlu olacağı- Muhatap bankanın ödediği bu meblağı keşideciden rücuen talep edebileceği, rücu sırasında keşidecinin çekin sahte olduğu savunmasıyla karşılaşabileceği ve keşidecinin bu tutarı ödemekten kaçınabileceği- 3167 s. K. -değişik- mad. 10 uyarınca ödeme talebiyle karşılaşan muhatap bankanın da imza kontrolü yapmak hak ve mükellefiyeti bulunduğundan, mahkemece dava konusu çekteki imzanın keşideciye ait olup olmadığı yönünde araştırma yapılarak toplanacak delillere göre karar verilmesi gerekeceği-
Dava, kasko sigortası sözleşmesinden kaynaklanan itirazın iptali davasıdır. HUMK.’ nun 275. maddesinde ‘’mahkeme çözümü özel ve teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir’’ demektedir. Bu durumda mahkemece konusunda uzman bilirkişi kurulundan sigortalı aracın tamirinin ekonomik olup, olmadığı, ekonomik ise hasar bedeli, ekonomik değil ise, olay tarihindeki ikinci el piyasa değeri ile sovtaj değerinin tespiti konularında ayrıntılı, gerekçeli rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
İtirazın iptali davası-
İtirazın iptali davası sonunda, «takipte istenen faiz ile icra takibinin devamına» hükmedilmesi (karar verilmesi) gerekeceği–
İtirazın iptali davası-
İtirazın iptali davası-
İtirazın iptali davalarında icra dosyası kapsamı dışına çıkılarak hüküm kurulması mümkün değilse de, HMK. mad. 180 uyarınca, davanın tamamen ıslahı mümkün olduğundan, davacının, davasını tamamen ıslah ederek davasına bilirkişi tarafından belirlenmiş ve icra dosyasında takibe konu tutarı aşan miktar üzerinden alacak davası olarak devam edebileceği, itirazın iptali davasında kısmen ıslah suretiyle icra dosyasında takibe konu tutar aşılarak talepte bulunulamayacağı- Dava konusu işçilik alacaklarına hak kazanma durumu yargılama sonucu belirlenmiş olduğundan, alacağın likit olmadığı, bu durumda, davacının icra inkar tazminatına dair talebinin reddi gerektiği-
İtirazın iptali istemi-
Uyuşmazlığın çözümü yargılamayı gerektirdiğinden ve tazminat tutarı belirgin (likid) olmadığından, uygulama yeri bulunmayan İcra ve İflas Kanunu'nun 67/2. maddesi gereğince davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmasına yasal olanak bulunmadığından, yerel mahkemece, davalının icra inkar tazminatı ile sorumlu tutulmuş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulmasının gerekeceği-
İİK.67/2 maddesi hükmü uyarınca itirazın iptali davalarında alacağın belli ve bilinebilir olması durumunda istek halinde yerleşmiş Yargıtay kararları doğrultusunda icra inkâr tazminatına hükmedilmesi gerekmekte ise de, icra takibine konu alacağın haksız fiilden kaynaklanması ve alacağın gerçek miktarının ancak mahkeme hükmü ile belirleneceği, likit olmadığı dikkate alındığında; davacı tarafın icra inkâr tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı yararına inkâr tazminatına hükmedilmesi ve hükmedilen tazminatın miktarının da gösterilmeyerek infazda kuşku yaratacak biçimde hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olacağı-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.