Dava, taşıma sözleşmesinden kaynaklanan navlun alacağının tahsili istemine ilişkin olup; davacı tarafça dayanılan menfi tespit dosyasında davalı tanığın gölet inşaatında davalı şirketin görevlisi olarak bulunduğu, malzemeyi davalı şirket için temin ettiği, dolayısıyla da davalı şirkete ait malların davacı şirket tarafından getirilip irsaliye ile kendisine teslim edildiği, tanığın da malzemeyi davalı şirket adına teslim aldığını belirtmiş olduğu, taşınan malzemenin davalıya teslim edildiği ve taşıma işinin davalı adına yapıldığı hususlarında güçlü delil oluştuğu, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin doğru olmadığı-
Haksız şikayet nedeniyle manevi tazminat istemi-
İşveren tarafından sözleşmesi feshedilerek iş akdi dolayısı ile vakıf üyeliği sona eren davacının vakıfta birikmiş alacağının eksik ödendiği iddiasına dayalı alacak istemi-
Ana alacağın taksitler halinde bölüm bölüm ödenmesi durumunda her bir ödeme sonunda faiz talep etme ile ilgili fer'i hakkın saklı tutulduğunu ayrıca belirtmeye gerek olmadığı-
Davacının niteliği ve yaptığı iş itibariyle belirli süreli hizmet akdinin yapılmasını gerektiren haklı bir nedenin bulunmadığı, ayrıca, işverence ihbar ve kıdem tazminatının ödenmiş bulunmasının önceki dönemin tasfiye olduğunu göstermediği, böyle olunca ikinci dönemin ayrı ve öncekinden bağımsız bir sözleşmeye dayalı olduğu kabul edilerek fark kıdem tazminatı ve izin alacağı isteğinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
22. HD. 06.11.2018 T. E: 13680, K: 23743-
F. imam olarak çalıştığının tespitini isteyen davacının fiili çalışmanın varlığı yeteri kadar araştırılmadan sonuca gidilemeyeceğinden eylemli çalışmanın varlığı ve süresi tereddütsüz belirlenerek, varılacak sonuç uyarınca bir karar verilmesi gerektiği-
Davalılardan işverene ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine-
Kıdem tazminatı ile fazla mesai ücreti, prim, ücret alacaklarının ödetilmesine-
Hizmet sözleşmesinden kaynaklanan davada, sözleşmenin bir bütün olarak değerlendirilmesinden, güvenlik şirketince sağlanacak teçhizatın davalıda kalacağına bir başka deyişle davalı uhdesinde bırakılacağına dair bir hüküm bulunmadığından, bariyerlerin davacıya ait olduğu konusunda şüphe olmadığı, davalının da bariyerler ile ilgili kendisinin aldığı ya da kendisine ait olduğu gibi bir beyanı olmadığından; bariyerlerle ilgili bedel talebinin kabulüne karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.