Mahkemece “yapılan yargılama sonunda; davanın bir yıllık süre geçtikten sonra açıldığı, İİK.’ nun 67. maddesinde öngörülen 1 yıllık hak düşürücü süre olduğu için re’sen gözetilmesi gerektiği” gerekçeleriyle davanın reddine karar vermiş olmasında yasaya aykırı bir yön bulunmadığı-
İcra takibine konu olan dava konusu 15 adet senetten 01/08/2012-01/09/2012- 01/10/2012 tarih ve 2.500,00 TL’ lik 3 tanesinde lehtar davacının isminin ve ciro imzasının bulunduğu, davalının bu 3 senedi davacıdan ciro yoluyla aldığı, davacının bu senetlerdeki imzaların inkarı yönünde bir beyanının olmadığı, diğer senetlerde ise lehdara ait ciro imzanın bulunmadığı, geçerli bir ciro silsilesine göre senedi elinde bulunduran kişinin yetkili hamil sayılacağı, hamilin kötü niyeti kanıtlanmadığı sürece yetkili hamil olduğunun kabulü gerekeceği, mahkemece 01/08/2012- 01/09/2012- 01/10/2012 tarih ve 2.500,00 TL’ lik toplam bedeli 7.500,00 TL olan senetler nedeniyle açılan davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İdari para cezasının bir kısmının takibe konu yapılması gerektiği, sulh ceza mahkemesinin kararı ile belirlenmiş olduğundan ve davalının da itiraz etmekte haklı olduğu kısmen kabul kararı ile anlaşıldığından, davacı taraf lehine icra inkar tazminatına, davalı lehine de haksız takip tazminatına hükmedilmiş olması doğru görülmediğinden, kararın bu yönden bozulması gerektiği-Davalı kendini vekil ile temsil ettirmiş olduğundan, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'ne göre davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği-Sulh ceza mahkemesi kararının davalıya tebliğ edildiği tarih, miktarın kesinleştiği tarih olduğundan, bu tarihten, davalı tarafından davacıya yapılan ödeme tarihine kadar geçen süre için hesaplanacak faiz yönünden takibin devamına karar verilmesi gerekeceği-
Kıdem, ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai, hafta tatili, kötü niyet tazminatı ile ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine ilişkin davada; iş hukukundan kaynaklanan alacaklar bakımından baştan belirli veya belirsiz alacak davası şeklinde belirleme yapmanın kural olarak doğru ve mümkün olmadığı; bu sebeple iş hukukunda da belirsiz alacak davasının açılabilmesinin, bu davanın açılması için gerekli şartların varlığına bağlı olduğu-
Keşidecinin, lehtarın cirosunun sahte olduğu iddiasına dayanarak borçlu olmadığının tespitini isteyemeyeceği-
Dava konusu (mal satımından kaynaklanan) alacak likit (belirlenebilir) nitelikte olması nedeniyle hüküm altına alınan alacak miktarı üzerinden davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası-
Uyuşmazlık; davacı tarafça üçüncü haciz ihbarnamesine karşı açılan menfi tespit davasının kabulüne karar verildiği eldeki davada, davacı yararına vekâlet ücretine ve yargılama giderlerine hükmedilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
Ceza mahkemesince saptanan maddi olgular hukuk hakimini de bağlayacağından ceza davasının neticesi beklenerek hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Davacının icra dairesinde aleyhine takibe girişilmesi üzerine süresinde borca itiraz ettiği ve icra müdürlüğünce de takibin durdurulmasına karar verildiği durumda davacının menfi tespit davası açmakta hukuki yararı bulunup bulunmadığı gözetilmeden yazılı şeklide işin esasına girilmesinin gerekmeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.