İİK. mad. 167 uyarınca, alacaklının, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla, hem kambiyo senetlerine özgü icra takibi ile beraber ayrıca ipoteğin paraya çevrilmesi yolu ile icra takibi yapmasında bir engel bulunmadığı- Davacı borçlunun borçlu olmadığı miktarın dava tarihleri itibariyle tespit edileceği- Bilirkişiden rapor alınarak öncelikle alacaklının başlattığı icra takiplerinin tarihi itibariyle alacak belirlendikten sonra dava tarihine kadar yapılan ödemeler öncelikle faize mahsup edilerek dava tarihi itibariyle alacak belirlendikten sonra borçlu olunmayan miktar yönünden menfi tespite karar verilmesi gerektiği-
Takip konusu senedin arka yüzünde, “İş bu senet teminat senedidir. İşbu senet .......... tarihinde ........... ili, .......... İlçesi ......... parselde bulunan gayrimenkul satışına istinaden tanzim edilmiştir" ibarelerinin bulunduğu, dolayısıyla senedin hangi ilişkinin teminatı olduğunu da açıklayacak şekilde teminat olarak verildiğinin, bunun yanında dosyada mevcut ............. tarihli ek protokol ve alacaklının ............... tarihli cevap dilekçesi hep birlikte değerlendirildiğinde senedin teminat olarak verildiğinin, senedin arka yüzünde yer alan şerh ile bahsi geçen beyan ve belgelere göre, veriliş nedeninin taşınmaz satım sözleşmesi olduğunun anlaşılması karşısında, senedin, Türk Ticaret Kanunu'nun 776/1-b maddesinde belirtilen "kayıtsız şartsız muayyen bir bedeli ödeme vaadi" unsurunu taşımadığı dolayısıyla kambiyo senedi vasfına haiz olmadığının anlaşıldığı, o halde, mahkemece şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
Menfi tespit davası-
Mahkemenin ihtiyati haciz kararı vermesinin sırf bu yüzden somut olay için yine aynı mahkemenin bulunduğu yer icra dairesinin yetkili olmasını gerektirmeyeceği-                      
Çek bir ödeme vasıtası olup, mevcut bir borcun tediyesi amacıyla verildiğinden ve B.K. 182/2. Maddesi gereğince aslolan peşin satış olup, peşin satışta mal ve semenin aynı anda verildiğine ilişkin yasal karine mevcut olduğundan, bu karinenin aksinin yazılı delille kanıtlanması gerektiği- İcra takibinden sonra açılan menfi tesbit ve istirdat davalarının, davalının ikametgahı ya da icra takibinin yapıldığı yer mahkemesinde açılabileceği-
Davacı yüklenicinin davalının müşterisi A.Ş.’nin iki yüz altmış beş adet aracına araç takip sistemi montajını yaparak araçları teslim ettiği somut olayda, mahkemece gerçeğin ortaya çıkması için konusunda uzman üç kişilik bilirkişi kurulu oluşturularak dosyada bulunan tüm delil ve belgelerin değerlendirilmesi suretiyle alınacak rapor ile ayıbın neden kaynaklandığının tespit edilmesi ve niteliğinin belirlenerek yapılan işte açık ya da gizli ayıp olup olmadığının saptanması, ayıbın niteliğine göre de dosyadaki bilgi, belge, e-posta yazışmaları ve tanık beyanları gözetilerek ayıp ihbarının süresi içinde yapılıp yapılmadığının ortaya konulmasından sonra yapılacak değerlendirme ile varılacak sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu bononun “bedeli malen ahzolunmuştur” kaydını taşıması teslim edilen mal karşılığında düzenlenmiş olduğuna karine teşkil eder. Bu durumda kanıt yükümlülüğü üzerinde bulunan alıcı, bu karinenin aksini yani “malı kendisine teslim edilmediğini” usulüne uygun delillerle kanıtlaması gerekir. Bu yön düşünülmeden, ispat külfetinin tayininde yanılgıya düşülerek, yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bozulmasına neden olacağı-
Taraflar arasındaki menfi tespit davasında, davacının istemi borçlu olmadığının tespitine ilişkin olduğu halde, kararda davacının borçlu bulunduğu tutar saptanıp borçluluğunun tespitine dair olumlu tespit şeklinde hüküm kurulduğu, mahkemece talebe uygun ve onun neticelerini kapsayacak şekilde olumsuz tespit biçiminde hüküm kurulması gerekeceği-
Mahkemece, bozma ilamına uyularak, teminat şartları yerine getirilmeden ipotek senedine istinaden kötü niyetli olarak takibe başlandığı, davalının itirazının haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine, alacağın %20'si oranında kötü niyet tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Çekten dolayı borçlu olmadığının tespitine ilişkin açılan menfi tespit davası ve davacı tarafından yine aynı çeke yönelik olarak davalıya karşı açılan çekin iptali davasının konusunun, kaynaklandığı sebebin ve mahiyetinin aynı olduğundan davalının derdestlik itirazının yerinde görülerek açılan menfi tespit davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.