Bono nedeniyle borçlu bulunulmadığının tespiti istemine ilişkin davada, yargılama sırasında davacı vesayet altına alınmış ve kendisine sulh hukuk mahkemesince vasi tayin edildiği, 4721 sayılı TMK 462/8. maddesi uyarınca vesayet makamından davaya devam edilmesi hususunda izin alınması ve vasi aracılığıyla veya vasinin tayin ettiği vekil aracılığıyla davaya devam olunması gerekirken, mahkemece davacının dava ehliyeti sona ermesine rağmen yargılamaya devam olunarak yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-
Dava, icra takibine konu senet nedeniyle davacının borçlu olmadığının tespiti istemine ilişkindir...
Açığa imza suretiyle düzenlenen senedin «anlaşmaya aykırı şekilde doldurulduğu» iddiasının yazılı delil ile isbat edilebileceği–
Taraflar arasındaki birleşen itirazın iptali davası-
Çekten kaynaklanan menfi tespit davasında, çeklerin davalılardan avans olarak verildiği kanıtlanamadığı gibi hamilin de ne şekilde kötü niyetli olduğu davada tartışılıp gerekçelendirilmemiş olup, davalı defterlerinde çekin kaydının bulunmamış olması veya davacı defterlerinde tek yanlı olarak düzenlenen avans kaydının olması çekin bedelsiz kaldığını göstermeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
19. HD. 19.01.2017 T. E: 2016/10303, K: 256-
Davalı, dava konusu senetlere ciro yoluyla hamil olup, dava tarihinde yürürlükte bulunan TTK'nın 778. maddesi yollamasıyla bonolarda da uygulanması gereken TTK'nın 687. maddesine göre düzenleyen ile lehtar arasındaki doğrudan doğruya var olan ilişkilere dayanan def'ilerin (somut olayda ödeme def'inin) hamile karşı ileri sürülebilmesi için hamilin bonoyu iktisap ederken bile bile borçlunun zararına hareket etmiş olduğunun kanıtlanması gerekeceği, burada ispat yükü davacı tarafta olup davacının bu hususu tanık dahil her türlü delille kanıtlayabileceği-
Tapulu taşınmazın haricen satışından kaynaklanan ve davacının tescil öncesi alım-satım ve komisyon sözleşmesine dayandığı uyuşmazlıkta, taraflar arasındaki sözleşmenin, resmi şekilde düzenlenmemiş bulunduğundan hukuken geçerli olmadığı göz önünde bulundurularak, geçerli olmayan taşınmaz satış sözleşmesinde düzenlenmiş olan cezai şartın da geçersiz olduğu, tarafların geçersiz sözleşme nedeniyle ancak verdiklerini haksız iktisap kuralları uyarınca geri isteyebilecekleri ve davacının geçersiz sözleşme nedeniyle cezai şart talep edemeyeceği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinde belirlenen 50.000,00 TL cezanın fahiş olup olmadığı, tenkisi gerekip gerekmediğinin değerlendirilmesi gerektiği- Borçlu takipteki işlemiş faize itirazında büyük oranda haklı bulunduğu gibi cezai şartın talep edilip edilemeyeceği, edilebilecekse miktarının ne olacağı ancak fesihte kimin kusurlu olduğuna dair bilirkişi incelemesi ve tenkis hususunda hakimin yapacağı değerlendirme sonucunda belirlenebilecek olduğundan, davalı itirazında tümden haksız olmadığı ve alacağın likit olduğundan söz edilemeyeceği ve bu durumda, itirazın iptali davasında icra inkâr tazminatına hükmedilme koşullarının oluşmadığı-
Tefhim edilen kısa karar ile gerekçeli karar arasında çelişkinin HUMK.'nun 381/2. (HMK m. 298/2) maddesine aykırılık teşkil edeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.