Söz konusu tebligatta, borçlunun işte olduğuna ilişkin beyanda bulunan komşunun adı soyadı tevsik edilmediği gibi, haber bırakılan komşunun kim olduğunun da tebligat mazbatasında açıkça belirtilmediği görülmekle, söz konusu tebliğ işleminin, Tebligat Kanunu'nun 21/1. ve 23/7. maddeleri ile Tebligat Yönetmeliği'nin 30 ve 35. maddeleri hükümlerine uygun olarak yapılmadığından usulsüz olduğu, o halde, mahkemece, borçlunun usulsüz tebligat şikayetinin kabulü ile Tebligat Kanunu'nun 32. maddesi uyarınca tebliğ tarihinin düzeltilmesine karar verilmesi gerekeceği-
Vasi, 3. kişinin uzun zamandır hasta olup akli dengesinin akıllıca yaşam sürmesi için yeterli bulunmadığını, hacir altına alındığını ve kısıtlı adına İİK.nun 89/1 ve 89/2. maddeleri uyarınca gönderilen haciz ihbarnamelerine itirazda bulunulamadığını ileri sürmüş olup, hukuki işlemlerde, tarafların fiil ehliyeti kamu düzenine ilişkin olduğundan, bu hususun mahkemece re'sen dikkate alınmasının zorunlu olduğu-
Süresi içinde ödeme emrine özürü nedeniyle itiraz edememiş olan borçlunun, İİK. 65’deki süre içinde gecikmiş itirazda bulunabileceği—
Birinci haciz ihbarnamesine süresinde itiraz ettiği halde kendisine ikinci haciz ihbarnamesi gönderilmiş olan üçüncü kişinin, bu ihbarnamenin iptalini istemekte hukuki yararının bulunduğu–
«Gecikmiş itiraz talebinin kabulü» ile takibin duracağı, alacaklının aynı oturumda icra mahkemesinden (tetkik merciinden) «itirazın kaldırılmasını» istemedikçe, mahkemenin «merciin» itirazın esasını incelemeyeceği–
Hakkında yapılan kambiyo senetlerine dayalı takip üzerine; ”gecikmiş itiraz isteminin kabulü” ile birlikte yetkiye, borca, senedin kambiyo senedi sayılmadığına vs. itiraz etmiş olan borçlunun bu isteklerinden önce “gecikmiş itiraz” isteminin incelenmesi ve bunun kabulünden sonra esasa yönelik itirazların incelenmesi gerekeceği-
Gecikmiş itiraz talebinin kabul edilerek, borçluya ödeme emrinin tebliğ tarihinin düzeltilmesi sonucunda borçlunun itirazının takibi durdurmuş olmasına rağmen, takip kesinleşmiş gibi yapılmış olan ihalenin feshine karar verilmesi gerekeceği—
İİK. 235/I'deki dava açma süresinin, en son ilan tarihinden itibaren hesaplanması gerekeceği (Eğer; İİK. 166/II'de öngörülen gazetelerde ilan yapılmamışsa, süre söz konusu olmadan, davanın her zaman açılabileceği)–
Ödeme emrinin tebliğ edildiği tarihte şehir dışında olduğuna ilişkin bir delil sunamamış olan borçlunun “gecikmiş itiraz talebinin reddine” karar verilmesi gerekeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.