Davacı işçinin, HM. mad. 106 kapsamında davalı işveren tarafından yapılan görevlendirmenin "esaslı değişiklik" olduğunun tespitine ilişkin dava açmasında hukuken korunmaya değer güncel bir yararının bulunduğu- "İş Kanunu’nun 22. maddesinde çalışma koşullarında değişiklik hâlinde başvurulacak hukukî yolların açıklandığı, maddede belirtilen şekilde açılacak eda davalarında iş sözleşmesinde yapılan değişikliğin esaslı değişiklik olup olmadığı hususunun öncelikle tespit edileceği, bu nedenle davacının beklediği hukukî korumayı ancak eda davası açarak sağlayabileceği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Mecurun kullanım amacına uygun olarak tahsis edilmediğinin gerekçesi asıl sözleşmenin feshi nedeni olarak gösterilebileceği, bu sebebe dayalı feshin ancak sözleşme imzalandıktan sonra öne sürülebileceği-
"Kira Sözleşmesi Fesih Protokolü” başlıklı protokolün, taraflar arasındaki davayı da kapsadığının protokol içeriğinden anlaşılmasına ve protokolde tarafların karşılıklı olarak vekalet ücreti talep etmeyeceklerinin kararlaştırılmış olmasına göre, tarafların anlaşmalarının aksine taraflar yararına vekalet ücretine hükmedilemeyeceği-
22. HD. 25.02.2019 T. E: 2017/20106, K: 4232-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin ücretinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine uygun şekilde tespit edilip edilmediği ve bu tespite bağlı olarak davacının fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır...
Hizmet akdinin tarafı olan işçinin, sözleşmenin haklı feshi halinde dönem sonuna kadar olan ücretini isteyebileceği- Çalışma gücü serbest kalan işçinin, mesleğine uygun bir iş aramak ve bu yoldaki çabasını ispatlamak zorunda olduğu ve o işten sağlayacağı kazancının, işverenden alacağı ücretten indirileceği- İşçinin bu dönem içerisinde kazanacağı para göz önüne alınarak, işveren ile yapılan sözleşmeye konu işi yapmaması nedeniyle tasarruf ettiği giderlerin de ücretten indirileceği- İşçinin kazanmaktan kasten kaçındığı paraların da mahsup işlemine tabi tutulacağı ve böylece işçinin zararın artmasına yol açacak davranışlarının önleneceği- Teknik adam olan davacının ihtarına rağmen sözleşmeden doğan alacağının ödenmemesi üzerine sözleşmeyi makul süre içinde haklı olarak feshetmekle, kalan sözleşme süresine ilişkin olarak fesih tazminatı talep hakkının bulunduğunun kabulü gerektiği- Davacı teknik adamın mesleki birikimi ve tecrübesi itibariyle sözleşmenin feshedildiği dönem göz önüne alınarak davacının aynı veya pek yakın koşullarda ne kadar süre içerisinde iş bulabileceği ve ne oranda kazanç sağlayabileceği tespit edilerek söz konusu dönemde davacının kazanmaktan bilerek kaçındığı kazanç ile sözleşmeye konu işi yapmaması nedeniyle tasarruf ettiği giderlerin de ücretten mahsup edilerek diğer taraf aleyhine haksız ve sebepsiz zenginleşmesine sebep olmayacak şekilde hakkaniyete uygun bir tazminat belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi davası-
Süre bitimi nedeniyle kiralananın tahliyesi istemi-
Davalı borçlu itirazında icra takibinin dayanağı olarak gösterilen adi yazılı kira sözleşmesindeki imzasını açıkça inkar etmediğinden kira ilişkisinin varlığının kesinleştiği- Kira sözleşmesinde, kiralananın yalnızca ofis bölümündeki bazı eksikliklerden bahsolunmuş ve bu eksikliklerin tamamlanarak teslim edileceği kararlaştırılmış olup, davalı tarafça, kira sözleşmesinin imzalandığı kabul edildiğine ve ortada yazılı bir kira sözleşmesi bulunduğuna göre, kiralananın kira sözleşmesinin imzalanması ile davalı kiracıya teslim edildiğinin kabulü gerektiği- Kiralananın teslim edilmediğini veya usulüne uygun olarak tahliye edildiğini ispat külfeti davalı kiracı tarafta olup, davalı kiracı kiralananın kendisine teslim edilmediği iddiasını aynı kuvvette kesin delille kanıtlamak zorunda olduğu- Dosya kapsamında sözleşmenin fesih edildiğine dair bir bilgi ve belge bulunmadığı gibi, davalı borçlu tarafça gönderilen ihtarın ispat yükünün tarafını değiştirmeyeceği, davalı tarafça kiralananın teslim edilmediği ya da takibe konu kira borcunun ödendiği yazılı delillerle kanıtlanamadığından, mahkemece davalının itirazının kaldırılmasına karar verilmesi gerektiği-
Davacı ile davalı bayi arasında düzenlenen taahhütname başlıklı sözleşme asgari alım taahhüdüne ilişkin olup bu sözleşmelere göre kar mahrumiyeti (cezai şart) istenilebilmesi için taahhüdünün ihlal edildiği dönemden sonra ihtirazi kayıt konulması ve bundan sonra mal verilmeye devam olunması gerektiği- Bayilik sözleşmesini fesheden davacının artık fesihten sonraki dönem için de müspet zarar şeklinde olan kar mahrumiyetini de talep edemeyeceği- Taahhütnamede imzası bulunmayanın bu taahhütname kapsamındaki kar mahrumiyeti sorumluluğundan söz edilemeyeceği- Davalının garantör olarak imzasını taşıyan sözleşmede sorumluluk hükümleri düzenlenmiş ise de, garanti altına alınan borcun miktarı belli olmadığından ve belirsizliğin garantisi olmayacağından bu davalı yönünden davanın reddi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.