Asıl-alt işveren ilişkisinde ilişkinin muvazaalı veya yasadaki unsurları taşıyıp taşımadığının belirlenmesinde; "biri asıl diğer hukuksal ve ekonomik bağımsızlık ile ayrı bir iş organizasyonuna sahip iki ayrı işverenin bulunup bulunmadığının, alt işveren işçilerinin sadece asıl işverenden alınan iş kapsamında çalıştırılıp çalıştırılmadıklarının, alt işverene verilen işin, işyerinde asıl işveren tarafından yürütülen mal veya hizmet üretimine ilişkin asıl işin, yardımcı işlerinden olup olmadığının, alt işverene verilen işin işletmenin ve işin gereği ile teknolojik nedenlerle uzmanlık gerektiren bir iş olup olmadığının, alt işverenin daha önce o işyerinde çalıştırılan bir kişi olup olmadığının, alt işverenin işe uygun yeterli ekipman ile tecrübeye sahip olup olmadığının, istihdam edeceği işçilerin niteliklerinin yapılacak işe uygun olup olmadığının, alt işverene verilen işte, asıl işveren adına koordinasyon ve denetimle görevlendirilenlerden başka asıl işverenin işçisinin çalışıp çalışmadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin iş hukukunun öngördüğü kamusal yükümlülüklerden kaçınmayı amaçlayıp amaçlamadığının, yapılan alt işverenlik sözleşmesinin işçilerin iş sözleşmesi, toplu iş sözleşmesi yahut mevzuattan kaynaklanan bireysel veya kolektif haklarını kısıtlamaya ya da ortadan kaldırmaya yönelik yapılıp yapılmadığının araştırılması ve irdelenmesi gerektiği- Davaya dahil edilen şirket dava dışı Telekomünikasyon şirketi tarafından kurulmuş bir şirket olup bu şirketleşme ile Telekomünikasyon şirketi kendi faaliyet alanı içindeki asıl işi olan çağrı merkezi hizmetleri yanında müşterilerinin satış ve pazarlama faaliyetlerinde bulunmalarına yönelik veri üretmek için kurulmuş olduğu ve bu özelliği ile diğer işverenlere de bu hizmeti sunmakta olduğu- Diğer davalının ise dava dışı Telekomünikasyon şirketinin iştiraki olduğu ve sonuçta aynı iştiraklar arasında bir hizmet alımı bulunduğu- Yargılamaya konu olayda davalı ile dahili davalı arasında zorunlu bir dava arkadaşlığından söz edilemeyeceği, aksinin kabulü durumunda, davanın alt işverene değil de muvazaa iddiasıyla yalnızca asıl işverene karşı açılması halinde işe iade davalarında dava şartı olan 1 aylık hak düşürücü süre geçtikten sonra davacının davasını alt işverene teşmil etmek suretiyle davaya dahil ettirerek yargılamaya devam edileceği gibi sonuç çıkacağı davacının muvazaa iddiasıyla asıl işveren aleyhine dava açtığı yargılamaya bu iddia üzerinden devam olunarak sonuçlandırılması gerekirken alt işveren olarak görünen şirketin davaya dahil edilerek karar verilmesinin hatalı olduğu, davalı ile dahili davalı arasında muvazaaya dayanmayan hizmet alım sözleşmesinin bulunduğu, asıl işverenin işe iadeyle yükümlülüğü bulunmadığı anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesi imzalandıktan sonra arsa sahibinin yükleniciye arsayı eksiksiz bir şekilde teslim etmesinin ve resmi kurumlarda işlem yapması hususunda yetki vermesinin gerektiği-
Eser sözleşmelerinde feshin geriye etkili sonuç doğuracağı ve dönme halinde, sözleşmenin, geçmişe etkili olarak son bulacağı, yani, sözleşmenin yapıldığı andaki duruma dönüleceği, dava tarihinde yürürlükte bulunan 818 s. BK. 108/1 gereğince sözleşmeden dönme halinde tarafların, karşılıklı olarak ifa yükümlülüğünden kurtulacağı ve daha önce ifa ettikleri edimleri geri isteyebileceği Yükleniciye devredilen pay, avans niteliğinde olduğundan yüklenicinin edimini yerine getirmediği durumlarda ondan pay devralan üçüncü kişilerin hak sahibi olmalarının mümkün olmadığı, böyle bir durumda üçüncü kişilerin TMK. 1023’deki iyiniyet kuralından faydalanamayacağı, yüklenicinin edimini tam ve yasal olarak yerine getirmediğinden MK. 1024’ye göre yükleniciden pay satın alan kişilerin bu alımlarının korunmasının mümkün olmadığı, geriye fesih koşullarının oluşması halinde bu nedenle davalı üçüncü kişiler adlarına kayıtlı olan tapu paylarının da iptal edilerek davacı arsa sahibi adına tesciline karar verilmesi gerekeceği, mahkemece, konusunda uzman yeni bir bilirkişi heyeti oluşturularak, davacılar ile yüklenici sözleşmeye ve onaylı projesine göre inşaatın hangi seviyede olduğu, yüklenicinin edimini önemli oranda yerine getirip getirmediği, yüklenici temerrüdünün oluşup oluşmadığı belirlenerek, sonucuna göre sözleşmenin geriye etkili feshi isteminin karara bağlanması, geriye etkili fesih isteminin kabulüne karar verilmesi halinde, yüklenicinin avans olarak devraldığı arsa payını, arsa sahibi davacılara geri vermesi gerektiğinden, yükleniciden şahsi hakkı temlik almak suretiyle bağımsız bölüm satın alan üçüncü kişi davalıların yüklenicinin edimini yerine getirmesi halinde hak sahibi olacağından, iyiniyetinin korunmayacağı gözetilerek, davacıların tapu iptal ve tescil istemlerinin karara bağlanması, geriye etkili fesih koşulları oluşmadığında ise tapu iptal ve tescil istemlerinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Tazminat davası-
Davanın, sözleşmenin feshi nedeniyle kiralanana kiracı tarafından yapılan imalat bedelinin tahsili istemine ilişkin olduğu- Taraflar arasındaki uyuşmazlığın kira sözleşmesinden kaynaklandığı ve sulh hukuk mahkemesinde görülmesi gerektiği-
Mahkemece gerekçede davacının bakiye 41.452,24TL alacağının kaldığı belirtilmesine rağmen davacının dava ve ıslah dilekçesi ile 41.510,24TL talepte bulunduğu belirtilerek 41.510,24TL üzerinden davanın kabulüne karar verilerek gerekçede çelişki oluşturulduğu, mahkemece, kabul edilen miktara ne şekilde ulaşıldığı hususunun gerekçede açık ve anlaşılır bir şekilde yer alması gerekeceği, bu hususlar göz ardı edilerek yetersiz ve çelişkili gerekçe ile hüküm tesisinin usul ve yasaya aykırı olduğu-
Mahkemece, davacı alacağının hesabında davalı yüklenici tarafından yapılan inşaatın bedeli mahsup edilerek inşaat yapım aşamasında ödenmeyen işçi sigorta primleri, damga vergisi, işsizlik primi ve gecikme zammı taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, yapılmış bulunan inşaatın ruhsatının bulunup bulunmadığı, ruhsatı var ise imalatın yasal olup olmadığının araştırılmadığı anlaşıldığından bilirkişilerden alınacak ek raporla yapılmış bulunan inşaatın ruhsatının bulunup bulunmadığı, imara ve ruhsata uygun olup olmadığının denetlenmesi, uygun ise yapıldığı yıl piyasa fiyatlarına göre imalat bedelinin belirlenerek sonuca göre mahsup işlemi yapılması, yasal olmayıp yasal hale getirilmesi imkanı da yok ise ekonomik değeri olamayacağından buna ilişkin mahsup yapılmaksızın davacı talebi hakkında karar verilmesi gerektiği-
Taraflar arasındaki sözleşmenin feshi, tapu iptali ve tescil davası-
Türk Borçlar Kanununun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracının kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlü olduğu-
Bayilik sözleşmesinin ihlal edildiği iddiasına dayalı cezai şart ve kâr mahrumiyeti alacağının tahsili istemi-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.