Kıdem tazminatı, ihbar tazminatı ile yıllık izin ücreti alacağının ödetilmesine-
Acentelik sözleşmesinin haklı nedenle feshi nedeniyle "portföy tazminatı", "ikramiye bonosu" ödenmesi talebinden kaynaklanan tazminat istemi-
22. HD. 05.02.2019 T. E: 2017/19738, K: 2379-
Davacının mesai saatleri içerisinde çekilen ve paylaşılacağının bilindiği fotoğraflarının binlerce kişi tarafından izlenebilecek bir sosyal paylaşım sitesinde yayınlanmasının, işyerindeki çalışma disiplinini ve iş akışını etkileyecek nitelikte olduğu ve artık davalı işverenden davacı ile çalışması beklenemeyeceğinden somut olayda haklı bir fesih nedeni bulunmasa bile fesih için geçerli bir nedenin bulunduğunun kabulü gerektiği-
Mahkemece bozmaya uyulmasına karşın, yaptırılan delil tespiti ve mevcut delillere göre eksik ve kusurları dikkate alıp düşmek suretiyle her iki sözleşmede ayrı ayrı gerçekleştirilen imalâtların işin tamamına göre fiziki oranı ve bu oranların ayrı ayrı her 2 sözleşmenin götürü bedellerine uygulanarak yüklenicinin hakettiği bedellerin hesaplanması gerekirken, açıklanan fiziki oran yöntemine uyulmadan ve serbest piyasa rayiçlerine göre hazırlanan ............. tarihli delil tespit raporunu esas alınan ........... tarihli bilirkişi raporu doğrultusunda hüküm kurulmasının hatalı olduğu-
'Kira ilişkisinin karşılıklı anlaşma ile feshedildiği (taşınmazın tahliye edildiği)'ne ilişkin itirazın borçlu-kiracı tarafından İİK'nun 269c maddesinde yazılı belge ile kanıtlanmadığı sürece, kiracının kira borcundan sorumluluğunun devam edeceği
Davalı vekilinin zamanaşımı savunmasını içermeyen ve yasal süresi geçtikten sonra verildiğinden hiç verilmemiş kabul edilen (davayı inkar etmiş sayılan) cevap dilekçesi sunduğu, davacının işçilik alacaklarını miktar itibarıyla artırmak suretiyle ıslah etmesi üzerine bu ıslah işlemine karşı da davalı vekilince süresi içinde ibraz edilmeyen ancak cevap dilekçesinin zamanaşımı defi yönünden HMK. mad. 176 maddesi gereği ıslah edildiğini belirten dilekçe verildiği, ancak bu dilekçeye karşı davacı vekilince açıkça itiraz edildiği görüldüğünden, yasal süresi geçtikten sonra verilen ve davacı tarafın itirazı ile karşılaştığı için hiç verilmemiş sayılan cevap dilekçesinde ıslahı suretiyle zamanaşımı def'inin ileri sürülemeyeceği-
Uyuşmazlık ve Hukuki NitelendirmeUyuşmazlık, 696 sayılı KHK kapsamında sürekli işçi kadrosuna geçirilen davacı işçinin ücretinin, kadroya geçişte düzenlenen belirsiz süreli iş sözleşmesi hükümlerine uygun şekilde tespit edilip edilmediği ve bu tespite bağlı olarak davacının fark ücret alacağının bulunup bulunmadığı noktalarında toplanmaktadır...
Tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan koşullar daha sonra önemli surette değişmiş ise, tarafların bu akitle bağlı tutulamayacakları, ancak sözleşme kurulduktan sonra ifası sırasında ortaya çıkan bu olayların harp, ekonomik krizler ve aşırı enflasyon gibi olağanüstü ve objektif nitelikte olmasının gerekeceği, ayrıca bu konuda sözleşmede ya da yasada aksine bir hükmün bulunmasının gerekeceği-
İki haklı ihtar nedeniyle açılan davada tahliyeye karar verilebilmesi için, kiracıya bir yıldan kısa süreli kira sözleşmelerinde kira süresi içinde, bir yıl ve daha uzun süreli kira sözleşmelerinde ise bir kira yılı veya bir kira yılını aşan süre içinde kira bedelini ödemediği için yazılı olarak iki haklı ihtarda bulunulması gerektiği- İhtar tebliğinden sonra yapılan ödemelerin iki haklı ihtarın oluşmasına engel teşkil etmeyeceği- Süresiz sözleşmelerde ve kira parasının yıllık ödenmesi gereken hallerde iki haklı ihtar oluşmayacağı- Önceki malikle davalı arasında imzalanan 01.04.1995 başlangıç, 31.12.1995 bitim tarihli kira sözleşmesi geçerli olduğu, taşınmazı sözleşmeden sonra iktisap eden davacıların, Türk Borçlar Kanununun 310. maddesi gereğince sözleşmenin tarafı olacağı, kira sözleşmesinde, kira bedellerinin her ayın başında peşin ödeneceği kararlaştırılmış olup bu düzenlemenin tarafları bağladığı, davacının; davalının 01.01.2010-31.12.2010 kira yılı içinde iki haklı ihtara neden olduğunu ileri sürdüğü, davacı tarafından 06.07.2010 tarihinde başlatılan icra takibinde ödeme emri, 06.08.2010 tarihinde tebliğ edilmiş bu icra takibi ile Eylül 2007 - Haziran 2010 tarihleri arası aylara ait kira bedellerinin ödenmesi istenmiş ve kira bedeli 06.08.2010 tarihinde ödenmiş olmakla, yapılan bu ilk ihtarın haklı olduğu, ikinci ihtara konu olan 20.07.2010 tarihli ikinci icra takibi ile Temmuz 2010 yılının bakiye kira bedelinin ödenmesi istenmiş ise de; Temmuz ayı kira bedeli 06.07.2010 tarihinde yapılan ilk icra takibi sırasında sözleşmedeki ödeme gününe göre muaccel olup istenebilecek iken bölünerek ayrı icra takibine konu edilemeyeceğinden bu ikinci ihtarın haklı sayılamayacağı, bu durumda iki haklı ihtar şartı oluşmadığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.