Geçerli sözleşmenin ifasının imkânsız hâle gelmesi nedeniyle sözleşmeye konu taşınmazın rayiç bedelinin tahsili istemiyle açılan dava yönünden, sözleşme çerçevesinde ödediği bedelin kendi talebi üzerine davacıya iade edilmiş olması ve bu ödeme sırasında herhangi bir ihtirazî kayıt konulmaması durumunda, dava konusu borcu sona erdiğinin kabul edileceği- "Son içtihatlarda hak sahiplerine taşınmazın rayiç değerinin ödenmesi gerektiğinin kabul edildiği, davacıya sözleşmenin geçersiz olduğu şeklindeki bir kabulle sebepsiz zenginleşme hükümleri çerçevesinde ödediği bedelin iadesi yönünde yapılan ödemenin taraflar arasındaki borç ilişkisini tümüyle sona erdirmediği, davalının geçerli sözleşmenin kendi kusuruyla ifasını imkânsız hâle getirmesi nedeniyle davacıya karşı taşınmazın rayiç bedeli nispetinde sorumluluğunun devam ettiği, davacının sözleşmeyle ödediği bedelin kendisine iade edilmesi yönündeki başvurusunun ibra niteliği taşımadığı, sözleşmeye dayalı olarak gerçek zararın tazminini isteyen davacının kısmî ödeme sırasında ihtirazî kayıt sunmamış olmasının davalıyı borç yükünden kurtarmayacağı" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davacı kiraya veren tarafından davalı kiracı hakkında açılan toplam 8.107 TL alacağından 3.300 TL depozito bedelinin mahsubu ile bakiye 4.807 TL alacağın tahsili istemi-
Rücuen tazminat istemi-
Davacı adına tescilli “Konfor” markasına yapılan tecavüzün tespiti ve men'i istemi-
Temyizden sonra davacı tarafın davadan feragat ettiği durumda, mahkemece işlem yapılmak üzere mahkeme hükmünün bozulmasına karar verilmesi gerekeceği-
Taşınır malın mülkiyetini muhafaza koşulu ile yapılan bir satış sözleşmesini haklı nedenlerle fesheden satıcının, o ana kadar satış bedeline karşılık olarak kendisine ödenmiş peşinat ve taksitleri tutarından, satılanın alıcı yedinde kaldığı süre için uygun kira bedeli ve hor kullanılmasından kaynaklanan gideri alacağını mahsup ettikten sonra, kalanını alıcıya ödemek koşuluyla, satılanın geri verilmesini isteme hakkına sahip olduğu-
Davalının fesih için, fesih ihbarının yapıldığı tarihte doğmuş olmak kaydıyla kanunen korunmaya değer bir sebep göstermesi ve tazminatla sorumlu olmaması için de bu sebebinde haklı olması gerektiği-
Sözleşmenin yapıldığı anda geçerli olmadığı, batıl olduğu yönündeki iddiası ile iptal davalarında görevli mahkemenin, müddeabinin değerine göre belirlenmesi gerektiği; kiralananda meydana gelen olumsuzluklar ileri sürülerek kira akdinin feshi ile birlikte menfi tespit ve tazminat isteminde bulunulması halinde ise göre görevli mahkemenin münhasıran Sulh Hukuk Mahkemesi olduğu-
TBK. mad. 583/1 uyarınca kefilin sorumlu olacağı azami miktar belirtilmedikçe, kefalet sözleşmesinin geçerli olmayacağı-
Mahkemece, davacının davalı kooperatif yönünden talebinin kooperatif ortaklığına bağlı olup, kat karşılığı inşaat sözleşmesine dayanmamasına göre, aktif dava ehliyeti bulunduğunun kabulü ile davacının doğrudan zararı meydana gelip gelmediği, bu zararda kooperatif yöneticilerinin kusurunun bulunup bulunmadığı araştırılarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulmasının doğru görülmediği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.