Davacının muhasebeci olarak çalıştığı ve görev alanı itibari ile işçilerin ad ve soyadları ile TC kimlik numaralarına doğrudan ulaşmasının mümkün olduğu, bu itibarla gizli bir işlem yapmadığı gibi bu hareketi ile yaptığı işte özen göstermediği, işini savsakladığı veya işverene karşı doğruluk ve bağlılıkla bağdaşmayan şekilde davrandığı anlamına da ulaşmanın mümkün olmamakla birlikte davacının yardımcı olmak amacı ile bilgi verdiği ... ın davalı işveren aleyhine dava açan bir kişi olması ve verilen bilginin işveren aleyhine tanıklık yapacak veya yapması istenilen kişilere ait olması sebebi ile davalı işverenin davacıya yönelik güveni bir nebze de olsa sarsılmış olduğundan davacının fesih sebebi yapılan davranışı haklı fesih sebebi ağırlığında olmasa bile iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayandığı kabul edilip kıdem ve ihbar tazminatı taleplerinin kabulü gerektiği-
Borcun iç üstlenilmesi sonucu davalıların borçtan müteselsil sorumlu olduğu davada ilk derece mahkemesi kararında davalılardan biri yönünden ret kararı verildiği için diğer davalı aleyhine vekalet ücreti doğmadığı, istinaf incelemesinde davalıların ikisi yönünden de davanın kabul edildiği, diğer davalı lehine usuli kazanılmış hakkın doğmadığı, dava sonucunda hesaplanan toplam nıspi vekalet ücretinden, ilk derece mahkemesinde takdir edilen ücretin tamamından hakkında kabul kararı verilen davalı sorumlu olacak şekilde davalıların müteselsilen sorumlu oldukları-
Yapılan iş davalı M. Kargo Yurtiçi ve Yurtdışı Taşımacılık A.Ş. nin asıl işidir ve davalılar arasındaki 01/01/2008 tarihli sözleşmeden de davalı M. kargo şirketinin asıl işveren olduğu anlaşıldığından davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğu ve davacının iş akdinin haklı bir neden olmaksızın feshedildiği; asıl işverenin, alt işverenin işçilerine karşı o işyeri ile ilgili olarak bu Kanundan, iş sözleşmesinden veya alt işverenin taraf olduğu toplu iş sözleşmesinden doğan yükümlülüklerden alt işverenle birlikte sorumlu olacağı kuralı dikkate alınarak; ihbar tazminatı, ücret alacağı, fazla mesai ücreti ve genel tatil ücreti alacaklarından da davalıların müşterek ve müteselsil sorumlu tutulması gerektiği-
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davası-
Taraflar arasında yapılmış olan "devre tatil sözleşmesi" nin «kapıda satış» niteliğinde olduğu, sözleşmenin yapıldığı tarihten fesih tarihine kadar geçen uzun zaman içinde davacının borcun büyük kısmını ödemiş olması halinde kendisine " cayma belgesi" verilmediğini ileri sürerek fesih talebinde bulunmasının «iyiniyet kuralları"(MK 2) ile bağdaşmayacağı–
9. HD. 19.06.2018 T. E: 2015/20590, K: 13284-
Taraflar arasındaki arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesinin geçersizliğinin tespiti, mümkün olmazsa gabin sebebiyle sözleşmenin iptali ya da feshi istemi-
E. davası açılması mümkün olan hallerde tespit davası açılmasında hukuki yarar bulunmadığı-
Sözleşmenin feshi ile tapu iptali ve tescil istemine ilişkin davada, tapu kaydında sözleşmeyi imzalayan arsa maliki dışında hissedarların bulunduğu anlaşıldığından öncelikle diğer arsa malikleri ile bu konuda bir sözleşme yapılıp yapılmadığının belirlenmesi, yapılmış ise davaya katılımları ile taraf teşkili sağlandıktan sonra davaya devam olunması; diğer hissedarlarla ilgili sözleşme yapılmamış ise, davacılar ile yapılan sözleşme baştan itibaren geçersiz olduğundan sözleşmenin geçersizliğinin tespiti ile tapu iptali ve tescile karar verilmesi gerektiği-
Davacının, davalı ile devre tatil sözleşmesi imzaladığını, 5.000 TL nakit ödeme yaptığını, ancak devre tatil sözleşmesine konu tesisten hiç faydalanmadığını belirterek devre tatil sözleşmesinin iptalini ve sözleşme nedeniyle ödenen 5.000 TL nin tahsilini talep ettiği davada, davacının, sözleşmeye uygun kullanımı bulunmadığından cayma hakkını kullanma süresi henüz başlamamış olup davacının cayma hakkını kullanmasının mümkün olduğu-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.