Bilirkişi raporunda, ... parselin olması gereken koordinat ve ölçek bilgileri ile kamulaştırmada sayısallaştırma yapılırken esas alınan hatalı koordinat ve ölçek bilgilerin açıklanmadığı , bu bilgileri içeren dayanak belge ve krokiler gösterilmediği ve hükme esas alınan bilirkişi raporunun ayrıntılı, açıklamalı, gerekçeli ve denetime elverişli olduğunu söyleyebilme olanağı olmadığı- Adil yargılanma hakkının bir gereği olarak davacının iddiası da dikkate alınmalı, ... parselde gerçekleştirilen 20.05.2008 tarihli imar işlemi öncesi ve sonrasına göre davacı ve davalı parsellerin koordinat ve ölçek bilgileri gösterilmeli, imar işlemi ve kamulaştırma işlemindeki sayısallaştırma metodları , tekniği, dayanak verileri ve belgeleri açıklanmalı, ... parseldeki kamulaştırma işlemi ile ilişkilendirilerek davacının iddia ettiği taşınmazdaki eksikliğin ne suretle meydana geldiği tam ve net bir kanaat uyandıracak şekilde tespit edilmesi gerektiği-
İtirazın iptali ve tahliye istemlerine-
Mahkemece resen incelenmesi gereken fesih sebeplerinin gerekçesiyle birlikte tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-
Davanın taraflarının müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri kendi haklarıyla bağlı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahip oldukları hukuki dinlenilme hakkının Anayasa'nın 36.maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'nin 6. maddesinde düzenlenen adil yargılama hakkının en önemli unsuru olduğu bu itibarla davanın taraflarından birisinin yargılama sırasında ölmesi halinde alınacak mirasçılık belgesine göre mirasçılarının davaya katılımları sağlandıktan sonra işin esasının incelenmesi gerekeceği-
Şikayetçi borçlu tarafından ileri sürülen fesih sebepleri tek tek tartışılarak sonucuna göre karar verilmesinin gerekeceği-
Yargı yetkisi kullanılırken Anayasa ve yasaların belirlediği bu çerçeve dışına çıkılarak, ilgili olduğu alanlarda bağlayıcılığından kuşku duyulmayan, kesinleşmiş Askeri Yüksek İdare Mahkemesi kararının, usul ve yasaya, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesine aykırı olduğu ve yeterli gerekçeyi taşımadığı vurgulanarak hüküm kurulmasının isabetsiz olacağı, yerel mahkemece, davalının “yetersizlik nedeniyle uzman jandarma statüsüne son verme işleminin hukuka uygun olduğu” yönündeki Yüksek Askeri İdare Mahkemesi kararı göz önünde tutularak, yüklenme, kefalet senedi ve bunlara ilişkin yasal düzenlemeler de dikkate alınarak, yapılacak değerlendirme sonucunda hüküm kurulması gerekeceği-
İlk derece mahkemesi sıfatıyla karar veren Daire, hükmün gerekçe kısmında “Diğer yandan, bu durum dava açıldıktan sonra yapılan Yasa değişikliğinden kaynaklanmış olup; dava açmasında, davacı kusurlu sayılamaz. Şu halde, kesin hüküm oluşturmaması bakımından dava dilekçesinin reddine karar verilmeli; aynı gerekçelerle, yargılama harç ve giderleri ile davacı sorumlu tutulmamalıdır.” ifadelerine yer verilmesine karşılık, hüküm kısmında davacıdan harç alınması davacı aleyhine vekalet ücretine hükmedilmesi ve davacının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına karar vermek suretiyle gerekçe ile hüküm arasında çelişki yaratmış olduğundan usule aykırı olarak verilen kararın bozulması gerekeceği-
Asıl dava 17.05.2010, birleşen dava ise 03.06.2010 tarihinde, 1086 sayılı HUMK'nun yürürlükte olduğu dönemde açılmış, dilekçelerin teati aşamasından sonra tahkikat aşamasına geçilmiş olup; bu aşamada sadece HMK'nun 324. maddesi uyarınca, delil avansı istenebileceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.