Mahkemenin tensip zaptında, belirlediği masrafın gider avansı mı, delil avansı mı olduğunu açıkça belirtmesi, yargılama gideri ve dava şartı olarak belirlediği gider avansını oluşturan harç, tebligat gibi gider gerektiren işlemleri kalem kalem açıklaması, her kalemin miktarını ayrı ayrı göstermesi, dava şartına yönelik gider avansıyla ilgili olarak verilen kesin sürede yatırılmamasının sonuçlarını da tensip tutanağına ve tebligat zarfına açıkça yazması gerekeceği, açıklanan nedenle, mahkemece, ödenecek bedelin türü ve miktarı açıklanmadan, verilen kesin sürenin sonucu ihtar edilmeden ve davacının HMK. 'nun 27. maddesinde düzenlenen hukuki dinlenilme hakkı korunmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisinin doğru olmadığı-
Muhatabın adreste bulunmama sebebi yazılmadığı gibi, haber verilen komşunun imzası alınmadığı ya da imzadan çekinip çekinmediği belirtilmediğinden dava dilekçesinin tebliğinin usulsüz olduğu- 
Borçlunun, sahtelik nedenine dayalı açtığı menfi tesbit davasının İİK.’nun 72. maddesi kapsamında bir dava olup anılan maddedeki usule göre mahkemeden alınacak ihtiyati tedbir kararı ile icra takibinin durdurulabileceği, bu durumda HMK.’nun 209. maddesinin uygulanmayacağı-
Tapulu taşınmazların satışının TMK'nun 706, Borçlar Kanunu'nun 213 ( 6098 sayılı Borçlar Kanunu'nun 237. maddesi ) 2644 sayılı Tapu Kanunu'nun 26 ve Noterlik Kanunu'nun 60 ve 89. maddeleri gereğince resmi şekilde yapılmadıkça hukuken geçerli bir sonuç doğurmayacakları ve satın alana herhangi bir hak bahşetmeyeceği, TMK'nun 706. maddesinde öngörülen resmi şekil şartının bir ispat şekli olmayıp, bir geçerlilik koşulu olduğu, bu nedenle davacı tarafın resmi memur önünde yapılmayan harici satış senedine değer verilemeyeceği, buna dayalı olarak iptal ve tescil isteğinde bulunulamayacağı-
Mahkemece şikâyetçiye sıra cetvelinde kendisinden önce gelen alacaklılara husumet tevcihi yönünde HMK.’nun 119/2. maddesi uyarınca kesin süre verilip bu alacaklılarında davaya dâhil edilmesi, şikâyet dilekçesinin tebliğ edilerek taraf teşkilinin sağlanarak sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, taraf teşkili sağlanmadan yazılı şekilde hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Haksız şikayete dayalı manevi tazminat istemi-
Mahkemece davacının talebi gözetilerek haftalık 15 saat fazla çalışma yaptığı yönündeki re'sen yapılan değerlendirme isabetli bulunmakta ise de, hesap pusulalarında imza bulunmayan ancak fazla çalışma tahakkuku bulunan aylar bakımından; öncelikle banka kayıtları getirtilip karşılaştırma yapılarak ödenen tutarın mahsup edilmesi gerekirken, yalnızca tahakkuk bulunduğu gerekçesiyle söz konusu dönemlerin dışlanması suretiyle hesaplama yapılmasının yerinde olmadığı- Davacının imza itirazı hususunda bir inceleme yaptırılmaksızın karar verilmiş olmasının, mevcut durum karşısında, hâkimin davayı aydınlatma ödevi kapsamında, bir değerlendirmeye tabi tutulmasının gerektiği-
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 377. maddesinin (1) numaralı fıkrasının bentlerini bağlayan hükmünün “…her hâlde iade talebine konu olan hükmün kesinleşmesinden itibaren on yıldır.” bölümünün anılan fıkranın (e) bendi yönünden Anayasa’ya aykırı olduğu ve iptal edilmesi gerektiği-
Haksız şikayetten kaynaklanan manevi tazminat istemi-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.