Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre yapılacak tebligatlarda posta memurunun tebligat zarfında gösterilen mernis adresindeki kapıyı çalmadan tebligat evrakını muhtara bırakarak ihbarnameyi kapıya yapıştıracağı yönünde Kanun ve Yönetmelikte bir düzenleme bulunmadığı- Tebliğ memurunun gösterilen adrese gitmesi, muhatap o adreste oturmakta ise tebligatı muhataba veya muhatap adına tebligatı kabul etmeye yetkili kişiye yapması gerektiği- Belirtilen maddenin başlığı “…tebliğ imkansızlığı ve tebellüğden imtina…” şeklinde olup, posta memurunun gösterilen adresteki kapıya gitmeden tebliğ imkânsızlığını saptayamayacağı- Yine Yönetmeliğin 31. maddesinin başlığı “…adres kayıt sistemindeki adreste bulunamama halinde yapılacak işlem...” şeklinde olup, posta memurunun adres kayıt sistemindeki adrese gideceği ve muhatabın gösterilen adreste hiç oturmamış veya sürekli olarak ayrılmış olması hâlinde aynı maddenin 2. fıkrasına göre işlem yapması gerektiği konusunda kuşku bulunmadığı- Borçlunun takip talebinde gösterilen bilinen adresi ile ticaret sicilinde kayıtlı bilinen en son adreslerine çıkarılan ödeme emri tebligatları iade edilmiş olduğundan, adres kayıt sisteminde kayıtlı yerleşim yeri adresine Tebligat Kanunu’nun 21. maddesinin 2. fıkrasına göre tebligat yapabilmek için yasal şartların oluştuğu- Diğer yandan şikâyete konu, üzerinde tebligatı çıkaran merci tarafından "Adres muhatabın adres kayıt sistemindeki adresi olup 7201 sayılı Tebligat Kanununun 6009 sayılı kanunla değişik 21/2. maddesine göre tebliğ edilecektir" şerhini taşıyan tebligat mazbatasında muhatabın adresten taşınmış olduğu belirtilmiş olduğundan posta memurunun belirtilen adrese gittiği ve tebliğ imkânsızlığını saptadığı-
Gerekçesiz karar yazılmasının, adil yargılanma hakkının ihlali olduğu-
Sıra cetveline karşı şikayette bulunulması halinde bu takdir hakkının duruşma yapılarak kullanılmasının kanunun amacına uygun düşeceği- Sıra cetveline şikayetlerde İİK'nın 142. maddesi uyarınca sıra cetvelinde üst sırada ya da aynı sırada yer alan ve kendisine pay ayrılan alacaklılara husumet yöneltilmesi gerektiği- , Haklı çıkan şikayetçinin lehine vekalet ücretine hükmedilmemesinin hatalı olduğu-
İki haklı ihtar nedeniyle tahliye istemi-
Basit yargılama usulüne tabî olan pek çok dava ve işin sözlük anlamıyla “basit” davalar olmadığı- Nafakanın arttırılmasına ilişkin davada duruşma yapılarak inceleme yapılmasının zorunlu olduğu-
Tebligat Kanunun 10/II ve 21/II maddesine göre tebligat yapılabilme koşulları-
İki haftalık bilirkişi rapruna itiraz süresi dolmadan karar verilmesinin isabetsiz olduğu-
Gayrimenkul ile ilgili davalarda, tanıkların taşınmaz başında dinlenmelerinin gerektiği, bu nedenle davalının bildirmiş olduğu tanığın usulünce davet edilerek ya da talimat yoluyla dinlendikten sonra, varılacak sonuç çerçevesinde bir hüküm kurulmasının gerekeceği-
Hak arama özgürlüğü, diğer özgürlüklerde olduğu gibi sınırsız olmayıp kişinin, salt başkasını zararlandırmak için bu hakkı kullanamayacağı-
Davalıya usulünce tebligat yapılarak, kendisine hukuki dinlenilme hakkını kullanmasına imkan tanınmadan işin esasının incelenemeyeceği-
İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.