Önalım hakkı tapuda yapılan resmi satış senedi ile kullanılabilir hale geleceğinden ve ortada yasal şekilde önalım hakkından vazgeçme söz konusu olmadığından anılan adi ve harici şekilde düzenlenmiş satış senetlerinin varlığının kullanılabilir hale gelmiş önalım hakkını bertaraf etmeyeceği-
«Taviz bedeli ödenmedikçe, temliki tasarruf yapılamayacağına» ilişkin takyidin bir «taşınmaz yükümlülüğü» olduğu, kanundan doğan taşınmaz yükümlülüğü karşısında, sonraki malikin iyiniyet iddiasında bulunarak MK’nun 638 ve 931. maddelerinden yararlanamayacağı–
Uyuşmazlığın, dava konusu taşınmazın 6831 sayılı Kanun’un 2/B maddesi ile orman sınırları dışına çıkartılan yerlerden olup olmadığı, buradan varılacak sonuca göre bu hususun tapunun beyanlar hanesine şerh verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplandığı-
Son ödeme tarihinden bir yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olan istirdat davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davacı koca tarafından, evliliğin nispi butlan sebebi ile iptali için dayanılan, davalı kadından kaynaklı sağlık sorunlarının boşanma davasından önce öğrenildiği ve 6 aylık hak düşürücü sürenin geçtiği anlaşıldığından davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Kamulaştırılan taşınmazın, mal sahibince tapuda ferağının verilmiş olmasının, Kamulaştırma Kanunu’nun 13. maddesindeki tebligatla eşanlamda değerlendirilmesinin gerekeceği, kamulaştırma bedelinin artırılması isteğiyle açılacak davalar için öngörülen 30 günlük hak düşürücü sürenin de tapuda verilen ferağ tarihi esas alınarak hesaplanmasının gerekeceği-
Kamunun istifadesine terkedilen -örneğin; denizin ayrılmaz par-çası durumunda bulunan kumluklar (kıyılar)- yerlerin, tapuya tescilinin hüküm ifade etmeyeceği, lehine tescil yapılan kimse için bir hak doğurmayacağı-
Nüfus kaydının düzeltilmesi davalarına asliye hukuk mahkemesinde bakılacağı- Yanlış beyana dayalı olarak oluşturulan nüfus kaydının iptali davasında, davaya asliye hukuk mahkemesinde bakılmak üzere görevsizlik kararı verilmesi yerine aile mahkemesinde bakılarak, hak düşürücü sürenin dolduğundan bahisle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacının davasını, özellikle BK.nun 18. maddesine dayalı olarak açtığını bildirdiği ve dava açma hakkını muvazaa yönünde tercih etmiş olması karşısında, mahkemece davanın BK.nun 18. (yeni TBK.'nun 19.) maddesi maddesindeki genel muvazaaya dayalı tapu iptal ve tescil istemi doğrultusunda değerlendirileceği ve iptal kararı verilmesi halinde ise İİK.nın 283/1 maddesinin kıyas yoluyla uygulanması gerekeceği-
Menfi tespit ve istirdat davasının, menfi tespit davası olarak açılmasına rağmen daha sonra istirdat davasına dönüşebilen dava türü olup, aynı temel ilişkiyi içerdiğinden menfi tespit ve istirdat davası olarak ayrı ayrı görülemeyeceği-

İpucu: Bu sayfada "etiketlenmiş" içerikleri görüntülemektesiniz. Arama sonucu sayfasında daha fazla sonuca erişebilirsiniz. İlgili kavramı tüm sitede aratmak ve bu sonuçları görüntülemek için lütfen tıklayın.